Bağımsızlık Yolu Ankara’da Sosyalist Emekçiler Partisi ve Halkevleri ile Görüştü

Bağımsızlık Yolu’nun başlattığı Ankara ziyaretleri kapsamında ilk gün Sosyalist Emekçiler Partisi ve Halkevleri ile görüşmeler gerçekleştirildi.

SEP’ten Rahvancıoğlu’nun Ankara’ya Girişinin Engellenmesine Kınama

Bağımsızlık Yolu ilk olarak Sosyalist Emekçiler Partisi’ni ziyaret etti. Görüşmede Genel Başkan Güneş Gümüş, PM üyesi Ali Niyazi Erden, PM üyesi Barış Deniz Kuş yer aldı. SEP Genel Başkanı Güneş Gümüş görüşme başında, Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu’nun Türkiye’ye girişinin engellenmesini kınayarak dayanışma belirtti. Gümüş, bu yasağın, Türkiye’de iktidarın baskıcılığı kadar Kıbrıs’ın kendi kaderini tayin hakkını, emekçi odaklı bir siyasetle dile getirenlere karşı düşmanlığını da göstermekte olduğunu vurguladı. Ziyarette güncel konulara ilişkin fikir alışverişi yapılırken, mücadele pratiğinden edinilen deneyimler de karşılıklı olarak aktarıldı.

Görüşmede, sosyalist solu büyük oranda etkisi altına alan postmodern kimlik siyaseti ve liberalizm karşısında emekçi vurgusunun, sosyalist siyasette tekrar hak ettiği yeri alınması gerektiği değerlendirildi. Ayrıca, iktidarın hamaseti ve baskısı arttığı oranda Kıbrıslı Türk ve Türkiye sosyalistlerinin de mücadelesinde dayanışmanın artması ve ortaklaşmanın gelişmesi gerektiği vurgulandı.

Bağımsızlık Yolu’ndan İkinci Ziyaret Halkevleri’ne

Bağımsızlık Yolu heyeti ikinci ziyaretini ise Halkevleri’ne gerçekleştirdi. Görüşmede Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, Halkevleri MYK Örgütlenme Sekreteri Mustafa Eberliköse, Halkevleri GYK Üyesi Ateş Aktaş, Halkevleri GYK üyesi ve Kültür Sanat Sekreteri Hadi Sinan İskit yer aldı.

Ziyarette, Münür Rahvancıoğlu’nun Türkiye’ye girişinin engellenmesi ve Kıbrıslı Türk muhaliflerin sisteme karşı yürütülen sistematik yıldırma politikaları değerlendirildi. Halkevleri bu konuda dayanışmalarını belirtti. Dünyanın her yerinde sosyalistlerin enternasyonalist dayanışmasının önemli olduğu fakat Türkiyeli ve Kıbrıslı Türk devrimcilerin yaşanmakta olan süreçte yakın temasta olmalarının pratik bir zorunluluk olduğunun, aynı egemen anlayışlara ve aynı egemenlere karşı mücadelede ortaklaşmayı zaruri kıldığının değerlendirmesi yapıldı.

Neoliberal politikalara karşı, kamucu anlayışın önemine karşılıklı olarak vurgu yapılan görüşmede, AKP-MHP iktidarının Kıbrıslı Türk halkının iradesini hiçe sayan ve gittikçe dozunu artıran baskı politikalarının bir devamı olan Külliye yapımıyla ilgili bilgi paylaşıldı. Bir dayatma olarak hayat bulan Külliye yapımının, Kıbrıslı Türk halkının iradesine müdahalenin bir sembolüne dönüşmesinin yanında Türkiye emekçilerinin vergilerinin yandaş inşaat sermayesine peşkeş çekildiği anlamını taşıdığı belirtildi. Kadın özgürleşmesi, sınıf mücadelesi, ekoloji, pandemi ve ekonomik kriz, yoksullaşma ve muhafazakarlaştırma politikaları, devrimci laiklik ve iktidarların baskı politikaları hakkında karşılıklı görüşler paylaşıldı.