Bağımsızlık Yolu bugün İçişleri Bakanlığı önünde eylem gerçekleştirdi. Yabancı siyasal örgüt ve partilerin Kıbrıs’ın kuzeyinde yasa dışı faaliyetlerini protesto eden Bağımsızlık Yolu üyeleri, 5 yıldan fazladır Bağımsızlık Yolu tarafından sürdürülen yabancı siyasal örgütlenmelerin kapatılması için verilen mücadeleyi hatırlattılar.
Basın açıklaması öncesi kısa açıklamada bulunan Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, Türkiye’nin siyasi partilerinin her seçim döneminde Kıbrıs’ın kuzeyinde temsilciliklerinin açıldığını aktarırken, bu temsilciliklerin daha sonra kalıcı hale geldiğini söyledi. Yabancı bir ülkenin siyasi partileri, ülkemiz sınırları içerisinde hiçbir yasaya tabii olmada faaliyet yürüttüklerini aktaran Rahvancıoğlu, son günlerde ise Özgür Gazete tarafından gündeme getirilen TC Elçisi’nin köy köy dolaşıp kendi ülkesindeki bir siyasi partiyi destekleyici konuşmalar yapması halkı derinden yaraladığının altını çizdi.
Rahvancıoğlu, gerek seçimlerde, gerekse diğer siyasi konularda kendi tarzı ile hareket eden bir toplum olarak, bugüne kadar hiçbir seçim döneminde aşırı bir gerginlik yaşanmadığını, yabancı ülkelerin siyasi partilerinin ülkemizde rekabet içerisine girmesi, sokaklarımızın tanımadığımız bilmediğimiz siyasilerin çekişme alanına girmesi, kabul edilebilir bir olgu olmadığını söyleyerek sözlerini tamamladı.
Bağımsızlık Yolu adına basın açıklamasını Dış İlişkiler Sekreteri Salih Hayaloğlu okudu.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Hükümeti Yasadışılığa Karşı Durmaya Çağırıyoruz
Bağımsızlık Yolu olarak ülkemizde yasa dışı faaliyet gösteren yabancı siyasal örgütlerin ve partilerin kapatılması için 5 yıldan fazladır düzenli olarak mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizi ilk kez CTP-HP-TDP-DP Dörtlü Koalisyon Hükümeti döneminde gündeme getirmiş, gerek Bilgi Edinme Yasası kapsamında başvuru yaparak gerekse de dönemin İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile doğrudan görüşerek yetkililerin dikkatini bu konu üzerine çekmiştik. Dörtlü Koalisyon Hükümeti bu konuda bir yasal boşluk olduğunu, ve bu tür durumlara dair kural koyma çalışması yürüttüğünü dile getirse de, ortaya hiçbir çalışma koymamıştı.
Yasal olarak yok hükmünde olan bu yabancı siyasi parti temsilciliklerinin yanı sıra, başta Milli ve Manevi Dayanışma Derneği olmak üzere ülkemizdeki bazı kayıtlı ve yasal derneklerin, gerçekte yabancı bir siyasal parti veya örgüt adına faaliyet yürüttüklerini, bunu açıktan ve yabancı parti amblemleri kullanarak yaptıklarını, ancak Dernekler Yasası’nın 6. maddesine göre bu tür faaliyetlerin ve adımların yasa dışı olduğunu da dile getirmiştik. Ne yazık ki bu konuda da bir sonuç alamamıştık.
Siyasi yetkililer, CTP’nin başını çektiği Dörtlü Koalisyon Hükümeti döneminde bu yasa dışı faaliyetlere sessiz ve seyirci kalmıştı. Aynı tutum, UBP’nin başını çektiği çeşitli koalisyon hükümetleri tarafından da sürdürülmüş, hala daha da sürdürülmektedir.
Ülkemizde yasa dışı bir şekilde faaliyet gösteren yabancı siyasi partilerin başını AKP çekmekte. AKP temsilcilikleri, ülkemizin çeşitli bölgelerinde yasa dışı faaliyetler yürütmektedir. Ancak bizim itirazımız sadece AKP’nin temsilciliklerine dönük değildir. Aynı şekilde, ülkemizde örgütlenme çalışması yürüten CHP, İYİ Parti ve MHP gibi yapılara da karşıyız. Kısacası, bizim itirazımız, ülkemizde yasa dışı faaliyet gösteren her türden ve her yabancı ülkeden siyasi örgüt ve partilere ilişkindir. Benzer görüşleri paylaşıp sempatiyle baktığımız yabancı siyasi partilerin ve örgütlerin dahi ülkemizde sanki kendi ülkelerindeymiş gibi, veya ülkemizin içinde bulunduğu özel durumu gözetmeden siyasal faaliyetler yürütmesine karşı çıkıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki sosyalist dostlarımıza bu doğrultuda hatırlatmada bulunmuş, 5 yıldır verdiğimiz mücadelenin onlar tarafından anlaşılmasının ne kadar önemli olduğunu dile getirmiştik. Kısacası, Bağımsızlık Yolu olarak verdiğimiz mücadele belirli bir yapıya karşı değil, aksine, Kıbrıslı Türk halkının saygınlığı, iradesi ve hakları için bir bütün olarak ortaya koyduğumuz bir mücadeledir.
Bu doğrultuda, mevcut UBP-DP-YDP Hükümeti’ne de soruyoruz: Ülkemizde hiçbir yasal dayanağa sahip olmadan siyasi faaliyet yürüten yabancı parti ve örgütlerin temsilcilikleri ile ilgili ne zaman önlem almayı planlamaktasınız? Eğer bu konuda bir önlem alma ihtiyacı duymuyorsanız ve bu faaliyetlerin yasal bir zemini olduğunu düşünüyorsanız, kamuoyunu bu faaliyetlerin hangi yasal çerçeveye dayandığı konusunda bilgilendirecek misiniz? Dernekler Yasası altında kayıtlı bir şekilde faaliyet gösteren, ancak Dernekler Yasası’na aykırı bir biçimde yasa dışı faaliyetlerde bulunarak yabancı siyasi parti temsilcisi gibi hareket eden yapılar hakkında ne gibi adımlar atmayı planlamaktasınız? Yönettiğiniz ülkede yasa dışı faaliyetlerin düzenli olarak gerçekleşmesinden hiç mi rahatsızlık duymamaktasınız? Yunanistan’dan veya Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bir siyasi parti ülkemizde temsilcilik açarsa, veya Dernekler Yasası’na kayıtlı olan bir dernek bu siyasi partilerin adına hareket etmeye başlarsa, konuya ilişkin tavrınız ne olurdu? Bu soruları kamuoyu adına soruyoruz ve Kıbrıslı Türk Halkının siyasi iradesinin bağımsızlığını savunmak için bu soruların takipçisi olacağız.
Bağımsızlık Yolu
Emekçinin Partisi