Cumartesi günü toplumsal yapımız açısından rahatsız edici bir gelişme yaşanmış ve parti üyemiz Bülent Kurt whats up ve masssanger üzerinden dönen, cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya yönelik bir suikat tehlikesini vurgulayan bir ses kaydını çeken kişi olduğu gerekçesiyle polis tarafından devlet hastanesinde çalıştığı covid 19 poliklinğinden alınmış ve 5 saat süreyle alıkonulmuştur. 5 saatin ardından akla mantığa sığmayacak bu iddianın polisin teknik uzmanlarının ses kaydı analizi ile de yanlışlığı kanıtlanmış ve her hangi bir ithamda bulunulmadan üyemiz devlet hastanesine görevi başına geri dönmüştür.
İş bununla da kalmamış, arkadaşımız görevinin başına geçtiği saatlerde ilk olarak sosyal medyada seçim manüpilasyonu için açılmış olan Tapba Lamarina sayfasında olmak üzere, UBP destekçisi kişiler, UBP’nin Lefkoşa İlçesi tarafından üyemizin konu ile ilgili tutuklandığı haberi yayılmaya başlamıştır. Polis halen konu ile ilgilisi olmadığı ortaya çıkan üyemizin cep telefonunu da iade etmemiştir. Böylece üyemiz 5 saati aşkın bir süre yasadışı olarak alıkonulmuş ve hakkında her hangi bir soruşturma ilerletilmemiş olduğu halde cep telefonu halen iade edilmemiştir.
Sürecin ilerleyiş şekli olayı makul bir şüpheye dayalı uygulama değil bilinçli bir olaylar silsilesi haline getirmiştir. Bülent Kurt hangi delile dayanarak polis tarafından alı konulmuştur? Üyemizin polis tarafından konu ile ilgili alıkonulduğunu manüpilasyon sayfası Tapba Lamarina’ya polis içerisinden kimler bildirmiştir? Polis, eğer bilgiyi aktaracak kadar Tapba Lamarina saysası arkasındaki kişilerle temas halindeyse, halen üyemizin kişisel itibarını zedeleyen bu konu ile ilgili yanlışlığı kanıtlanmış bilgiyi yayan ve üyemizi suçlu gibi gösteren bu kişiler hakkında neden herhangi bir işlem yapmamaktadır? Üyemizin cep telefonu hangi gerekçeyle hala iade edilmemiştir?
Polisin görevi toplumsal huzurumuzu ve güvenliğimizi sağlamak olarak tanımlıdır. Bu meselede ise polis bilakis belli siyasal görüşten kişileri baskılamaya çalışmış ve seçimlere yönelik bir manüpilasyonun parçası haline gelmiştir. Polisin ses kaydından geçen konunun doğruluğuna dair bir araştırma yapmadan, ses kaydını çeken kişi ile ilgili kaynağı belirsiz bir ihbarla üyemizi alıkoymasın ifade özgürlüğü, kişisel özgürlüklere aykırı olduğu gibi bu tavır hiç bir mantıkla açıklanamazdır. Günümüzde cep telefonu her birimizin hayatı ile ilgili bilgilerin depolandığı bir alana dönüşmüş durumdadır, cep telefonuna her hangi bir gerekçe göstermeden el koymak özel hayatın gizliğinin bir ihlalidir ve Bilişim Yasası’nın da yanlışlığını bir kez daha kanıtlar niteliktedir.
Bağımsızlık Yolu olarak üyemiz Bülent Kurt’un yanında olduğumuzu bildirir, bu toplumu baskıcı bir yapıya taşımak isteyenlerin karşılarında Bağımsızlık Yolu’nu bulacağını vurgularız. Bu memleket sahipsiz değildir. Her türlü baskıcı uygulamaya karşı dururken başta geçici 10. Maddenin kaldırılarak polisin sivilleşmesi, demokratikleşmesi ve sendikalaşma hakkını kazanılması olmak üzere toplumumuzu ileriye taşıyacak adımlar için de mücadelemizi sürdüreceğimizi vurgularız.
Bağımsızlık Yolu (a)
Mustafa Keleşzade
Bağımsızlık Yolu Basın Yayın Sekreteri