Batak: Kamusal İhtiyaçların Olduğu Tarafa Yüzünü Dönmeyen, Bakmayan Bir Hükümet Anlayışı Var

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi üyesi Mustafa Batak, ADA TV’de Günaydın Ada programına konuk olarak, Nupelda Karabuğday’ın sorularını yanıtladı.

Yapılanmaya İlişkin Müdahaleler Doğru Yapılmıyor

Batak, ülkenin fiziki ve imar planı hakkında çözüm üretmesi gereken ilgili kurumda teknik eleman olmasına rağmen yapılanmaya ilişkin müdahalelerin bir türlü doğru yapılamadığını ve bunun kanayan bir yara haline geldiğini söyledi. Batak, Girne örneğini vererek kapasite fazlalığının ve ders alamama sürecinin İskele’ye de taşındığını dile getirdi. İskele için yayınlanan imar planının hala görüşme halinde olduğunu belirten Batak, raporun herhangi bir çözüm içermediğini ekledi. Batak, yüksek katlı binalar için toprak analizi yapılıp, geoteknik raporun zorunlu hale getirilmesi ve rapor doğrultusunda uzmanların ona göre temel çeşidi belirleyerek yapılanmanın belirlenen temel çeşidine göre yapılması gibi bir yaklaşım olmadığını daha çok bölgeye ticari anlamda bakıp, genişleterek gelen insanlara bir pazar halinde sunma anlayışı olduğuna dikkat çekti. Bu durumun Girne’den Tatlısu’ya kadar ilerlediğini söyleyen Batak, ülkenin konjonktürüne, fiziki planına, alt yapısına ve halkın al-ver ilişkisine uygun olmayan bir planlama söz konusudur dedi.

Batak, orta sınıfı gözüne kestiren inşaat sermayesinin, orta sınıfın ekonomik tahribattan dolayı yok olmasından ötürü süreç içerisinde yabancılara yönelmesine yol açtığından bahsetti. İskele bölge halkının tarım arazilerinden, yolundan, sokağından, oranın hassasiyetinden bağımsız bir şekilde sürekli nüfus götürüldüğünü ve yüksek katlı binalar inşa edildiğini dile getiren Batak, “Ortaya çıkan sonuca baktığımızda ne halkın hoşuna giden bir durum yaşanıyor ne de teknik anlamda ilerde yaşanabilecek deprem ve benzeri olumsuz felaketleri çözülebilecek bir durum ortaya koyulmuyor.” dedi.

Kamusal İhtiyaçların Olduğu Tarafa Yüzünü Dönmeyen, Bakmayan Bir Hükümet Anlayışı Var

İktidar odağının sermaye olduğuna dikkat çeken Batak, özel okullara verilen teşvikler ve sağlanan imkanlar devlet okullarında söz konusu değil dedi. Batak, başta inşaat mühendisleri olmak üzere gönüllülük esasıyla bütün okullar gezilerek, yaklaşık sekiz yüz okulda problemler görüldüğünü, buna ilişkin adımlar atılacağını fakat yaz boyunca bir çivi bile çakılmadığını dile getirdi. Okullar açılmaya yakın derme çatma konteynırlar yerleştirildiğine değinen Batak, Güzelyurt ve Mağusa bölgelerinde yağan yağmurla konteynırların su bastığını hatırlattı. Batak, okullar hiçbir şekilde tadilat edilmezken bir yandan tam gün eğitime geçilmesine değinerek kamusal ihtiyaçların olduğu tarafa yüzünü dönmeyen, bakmayan bir hükümet anlayışı olduğunu ifade etti.

Şehir Planlamasına ve Mimari Anlamda Şehrin Dokusuna Uygun Bir Yapılanmaya İhtiyaç Var

Batak, “Girne’ye baktığımızda, insanların sokağında, kaldırımda yaya vaziyette yürüyemediği ne alt ne üst yapısından memnun olduğu bir yapı görüyoruz” dedi. Sermaye istedikçe hükümet edenler veriyor, verdikçe de bu yapılanmanın devam ettiğini söyleyen Batak, yeni planlamalarda kısıtlamalar getirileceğine dağa kadar yayıldık ifadesini kullandı. Batak, günün sonunda yaşanılamaz, yaşamın zorluklarla dolu olduğu bir Girne’yle karşı karşıya olduğumuzu söyledi.

Binanın toprakla temasının ardından hareket etmesi durumunu açıklayan Batak, toprakla uyumlu ve az katlı binalarda bu hareketin küçük, büyük ve çok katlı binalarda ise hareketin büyüdüğünden bahsetti. Batak, yüksek binaların bundan sonra nasıl önüne geçeceğimizi düşünmemiz gerektiğine dikkat çekerek şehir planlamasına ve mimari anlamda şehrin dokusuna uygun bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Bunların dikkate alınmayıp yapısal olarak yüksek, satışı kolay, insanlara cazip gelebilecek yapılaşmalara yönelindiğini ekledi.

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Planlamalarından Uzak Tutuluyor

Batak, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ni meclis kurullarına davet edilmediğini ve uzak tutulduğunu belirterek onların planlamadan ve işleyişten bihaber bırakıldığını söyledi. Durumu yok sayma ve itibarsızlaştırma olarak değerlendiren Batak, KTMMOB’nin geniş alanından faydalanmamayı ilerleyişi kendi çıkarları doğrultusunda sağlamak olarak aktardı.

Mücadeleyi Çoğaltarak Daha Çok İnsana Dokunabilir ve Yanlış Yaklaşımları Düzeltebiliriz

Okul kitaplarına gerici ifadeler girmesi ve velilerin bu yüzden eylem yapmasına ardından konun ekonomiyle eşitlenmeye çalışıldığından bahseden Batak, benzer bir durumun Eğitim Bakanlığı’nın hazırlık ödeneğini sadaka verirmiş gibi paylaşmasını böylece insanların öğretmenlerin sadece para ve maaş odaklı yaklaşımla hareket ettiğini sanmalarına yol açtığını açıkladı. Batak, soruna ilişkin çözümün sokakta olmak, mücadeleyi yükseltmek ve bir arada yükseltebilmenin aralıklarını yakalamaktan geçtiğini söyledi. Bir araya gelmenin ve ortak paydada buluşmanın önemine değinen Batak, mücadeleyi çoğaltarak daha çok insana dokunabilir ve yanlış yaklaşımları düzeltebiliriz dedi.

Halk, Halk İçin Halkla Yan Yana Olan Anlayışla Yönetilmeli

İnsanların dahi para olarak görüldüğünü dile getiren Batak, teknik anlamda ve yapısal olarak çözümler getirilmesi gerektiğini vurguladı. Batak bu sözün büyümesi için bizlerin bu işin peşini hiçbir zaman bırakmamamız gerektiğini söyleyerek elde edilen verilerin hükümetten değil meslek odaları sayesinde elde ettiğimizi ekledi.

Batak “Koca koca binaları sekiz ay gibi kısa bir sürede yapabiliyorsunuz ama bir okulu altı ay süresince hiçbir şey yapmadan orada bırakabiliyorsunuz.” ifadesini kullanarak sermaye kesimlerine imtiyazlar sağlamak adına he zaman bir bütçe var ancak kendi geleceğimizi oluşturan gençlere kaynak yok dedi. Neoliberal dönemde olduğumuzu belirten Batak, bir taraftan birilerinin servetine servet katarken diğer taraf yoksullaşarak neoliberal dengenin oluştuğundan bahsetti. Batak, bu düzenin değişmesi için zihniyetin kamucu anlayışla değişerek, “halkın, halk için halk ile yan yana olan” anlayışla yönetilmesi gerektiğine dikkat çekti. Batak, “Esnek çalışma adı altında bitmeyen mesailerle çalışmaya, karın tokluğuna adlığımız maaşlara, çocuğumuzu yollamaktan korku yaşadığımız okulların varlığına şükretmeyeceğiz biz bunlara iyileştirilmesi ve daha iyiye gitmesi için itiraz edeceğiz” dedi.