
Sol partilerde öncelikli konunun sınıf mücadelesi olması gerektiğini anlatan Bağımsızlık Yolu Lefke Bölge Sorumlusu Enver Bıldır, yapılan hatanın kimlik politikasının gündeme getirilmesi olduğunu söyledi.
Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Bağımsızlık Yolu Lefke Bölge Sorumlusu Enver Bıldır ve Ali Şahin Emeğin Gündemi Programında 1 Mayıs, Kıbrıs’ta Emek ve Sınıf Mücadelesi konu başlığını irdelediler.
Bıldır: İşçi Sınıfının Taleplerini Yerine Getirmek İçin Güçlü Bir Siyasi Program Şart
Bağımsızlık Yolu Lefke Bölge Sorumlusu Enver Bıldır programda yaptığı açıklamada, işçi sınıfının günlük mücadeleler verdiğini, talepleri olduğunu belirtti. İşçi sınıfının bu taleplerini yerine getirecek güçlü bir siyasi program olmazsa bir sonuç alınamayacağını belirten Bıldır, belki küçük kazanımların olabileceğini ancak zamanla sermayenin bu kazanımları da geri alabileceğini kaydetti.
1926’da Kıbrıs Komünist Partisi’nin kurulduğunu hatırlatan Bıldır, 1919’dan itibaren sol düşüncenin adada hakim olduğunu, Bolşeviklerden etkilenildiğini belirtti. Tüm işçi hareketlerini ve sendikaları komünistlerin kurduğunu belirten Bıldır, Kıbrıslı Türklerin de bireysel düzeyde bu hareketlerin en başından beri içinde olduğunu ifade etti.
Sol Partilerde Öncelikli Konu Sınıf Mücadelesi Olmalı
Sol partilerde öncelikli konunun sınıf mücadelesi olması gerektiğini anlatan Bıldır, yapılan hatanın kimlik politikasının gündeme getirilmesi olduğunu söyledi. Bağımsızlık Yolu için de tek önemli maddenin sınıf mücadelesi olduğunu dile getiren Bıldır, Kıbrıs milliyetçiliği öne konulursa bu ülke için cinayet olur dedi. Bu siyaset anlayışının solu baltaladığını, herkesin Kıbrıs milliyetçisi olduğunu aktaran Bıldır, emek için, işçi sınıfı için mücadele verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Özkızan: Özel Sektör Çalışanları Başta Olmak Üzere Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Emekçilerin Talepleri Kendine Sol Diyen Partiler Tarafından Sahiplenilmedi
Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, emek ve sınıf mücadelesinin 1980’lerden başlayarak, 20. yüzyıla kıyasla günümüzde dünya siyasetinde marjinal bir konuma sürüklendiğini söyledi. Sendikalaşmanın düşük, kimlik siyasetinin ise ön planda olduğunu belirten Özkızan, bölük pörçük siyasetin hakim olduğunu belirtti.
1942-1943 yıllarının Kıbrıs sendikacılığı açısından bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Özkızan, 2015 yılının da Kıbrıslı Türk emek hareketi açısından bir başka dönüm noktası olduğunu, Bağımsızlık Yolu’nun özel sektörde sendikasız çalıştırılmak yasaklansın talebini ilk kez ortaya attığı dönem olduğunu aktardı. Özkızan, Kıbrıs’ın kuzeyinde o 2015’ten sonra sendikacılık, sınıf ve emek mücadelesi seyrinin ciddi anlamda değiştiğini belirtti.
Özkızan, özel sektör çalışanları başta olmak üzere Kıbrıs’ın kuzeyindeki emekçilerin taleplerinin kendine sol diyen partiler tarafından sahiplenilmediğini söyledi. Özkızan, kendini merkez sağda konumlandıran Halkın Partisi’nin bile belli başlı emek hareketi taleplerini savunabildiği bir ortamda CTP, TDP, BKP ve YKP gibi partilerin sınıfta kaldığını dile getirdi. Kıbrıs’ın kuzeyinde sol dediğimiz şeyin emek hareketi noktasından bakıldığında aslında neredeyse olmadığını belirten Özkızan, solculuk adı altında yıllardır Kıbrıs sorunundaki belirli bir pozisyonu meşrulaştırdıklarını söyledi. Dünyada herhangi bir başka ülkeye gittiğinizde solcu dediğiniz partinin emek hareketinin talepleriyle var olduğunu belirten Özkızan, ülkemizde Bağımsızlık Yolu dışında bunu savundan başka bir partinin olmadığını kaydetti.
Şahin: 1 Mayıs Halkların Ortak Dertlerini Görünür Kılması Açısından Önemli Bir Gün
Ali Şahin programda yaptığı açıklamada, parçalanmış bir siyaset anlayışının içinde sınıf mücadelesine örnek teşkil eden 1 Mayıs’ın önemine vurgu yaptı. 1 Mayıs’ın halkın ortak dertlerini gösterebilmesi açısından sınıf mücadelesini merkezi bir yere aldığını ifade eden Şahin, emeği ile geçinen herkesin yaşadığı ortak dert olan geçim derdinin birleştiriciliğine dikkat çekti. Sınıf mücadelesi, çok büyük bir kitlenin, çok küçük bir azınlık karşısında beraber olması gerektiğini göstermesi açısından anlamlıdır diyen Şahin, sermayenin, işçi sınıfının bir araya gelmemesi için muazzam bir saldırı içinde olduğunu söyledi. Saldırının ise emekçi halkın bir araya gelmemesi için işten atma, iş bulamama korkusu şeklinde halka dayatıldığını kaydetti.
Şahin, Bağımsızlık Yolu’nun özel sektörde sendikasız çalıştırılmak yasaklansın talebinin sendikal harekette önemli bir tartışma yarattığını söyledi. Bu talebin emek hareketinin örgütsüzlüğünün çok görünür olmasına rağmen siyasal anlamda gündeme gelmiyor oluşuna bir itiraz getirdiğini aktaran Şahin, özel sektörde büyük bir sömürünün yaşandığı Kıbrıs’ın kuzeyi şartlarında projektörü özel sektör çalışanlarına çeviren ve bunu da kamu – özel sektör çalışanlarının mücadelesinin ortaklaşması gerektiğine vurgu yaparak hareket edildiğini belirtti.
Bağımsızlık Yolu Sınıf Mücadelesi Yanında, Kıbrıslı Türklerin Asimile Edilmesi, Ankara’nın Buraya Müdahalelerine Karşı da Mücadele Veriyor
Şahin Bağımsızlık Yolu’nun sınıf mücadelesi yanında, Kıbrıslı Türklerin asimile edilmesi, Ankara’nın buraya müdahalelerine karşı halkın iradesinin korunması açısından da mücadele verdiğini vurguladı. Sınıf mücadelesi perspektifinden kopmuş bir sol mücadelenin sol kimliğini yitireceğini aktaran Şahin, solun sadece birkaç meselesiyle ilgilenmenin sol mücadeleyi baltaladığını dile getirdi.
1 Mayıs Sembolik Bir Gün Değil, Yılın 364 Günü Süren Bir Mücadelenin Daha Fazla Görünür Kılınabilmesi İçin Bir Araç
1 Mayıs’ı kutlamayı sadece bir ritüel olarak görmenin, sembolik olarak kutlamanın sınıf mücadelesine faydası olmayacağını belirten Şahin, ülke yarımızda bu sıkıntının varlığından bahsetti. Solda konumlanan partilerin ve sendikal hareketlerin bugünü bir çeşit dostlar alışverişte görsün mantığıyla kutladığını anlatan Şahin, emekçilerin gündelik sorunlarını dile getiren hiçbir mücadelenin ortaya konulmadığını belirtti. Şahin, 1 Mayıs’ın sembolik bir gün olmadığını, yılın 364 günü süren bir mücadelenin daha fazla görünür kılınabilmesi için bir araç olduğunu vurguladı.