(13.03.2015)
Ülkemizde neo-liberal ve gerici AKP hükümetinin dayattığı politikaların işbirlikçisi olan hükümetlerin, Ankara’ya ve mevcut sistemine şirin görünmek için birbirleriyle adeta yarıştıkları gerçeği yeni bir şey değildir. Bütün bu eski düzen kalıplarına karşı geldiğini iddia ederek halkına barış ve emekçiden yana bir politik hat sözü veren CTP-BG’nin bugün geldiği yer diğerlerinden farklı değildir. CTP-BG, eskinin bütün kalıplarını kullanarak bir zamanlar muhalefet ettiği ve muhalefette iken söylediği ne varsa, günümüzde tüm bunlara karşı gelmektedir. Bu bağlamda kendiyle çelişmekten ötede Ankara’nın borazanı olmak en yüce değerdir şiarını açıkça benimsemiştir. Bu yüzden artık topluma yalan söylemeyi bırakmalıdırlar.
Egemenler ve onların borazanları yıllardır Kıbrıslı Türk halkını üretimden kopararak kendi ayakları üstünde durmasını engellemiştir. Bunun için memur düzenini yaratarak halkı Ankara’ya bağımlı hale getirmeye çalışmışlardır. Bu bağımlılık Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık yoluna taşlar koymuş öte yandan da söz, yetki ve iktidarın halktan alınıp erk sahibine ve onun politikalarına verilmesini sağlamıştır. Son dönemde TC kaynaklı dayatılan ekonomik yıkım paketleri ise Kıbrıslı Türk toplumunun yok oluş noktasına doğru gitmesine hizmet etmiştir. Bu neoliberal ve gerici hizmetlerin tümü, topluma hükümetler yoluyla uygulanmaktadır. CTP, Ankara’ya yüzünü döndüğünde başka, halkına yüzünü döndüğünde başka maskeler kullanmıştır. Bu yüzden artık maskeleri çıkarmanın zamanı gelmiştir.
Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık yolu, Anadolu halklarından özür dileyerek değil, onlarla dayanışma ve kardeşlilik içinde bir yolda yürünerek kurulacaktır. Anadolu’nun bütün güzel halkları bilsinler ki, kendi politikalarını bu coğrafyanın insanına her defasında hizmet ettikleri mevcut erkten alarak tepeden inme/üstenci/faşist bir dil kullanarak “doğru yola sokacağız” diyenler, dünyanın her coğrafyasında halkların neoliberal politikalara ve onların işbirlikçilerine verdiği yanıt neyse onunla karşılaşacaklardır. Çünkü bu yol artık burada da kurulmuştur.
Bu bağlamda Bağımsızlık Yolu olarak belirtmek isteriz ki, CTP-BG gerek kendi içinde, gerekse DP-UG üzerinden “iyi polis”, “kötü polis” oynayarak eleştirilere yön vermeyi her defasında bir siyaset aracı olarak kullanıyor. Bugün dahi bu araç kullanılarak yapılan Yorgancıoğlu’nun ve CTP-BG’li vekillerin kınama cümleleri artık bize yeterli gelmiyor. Koalisyon devam ettiği sürece CTP-BG Serdar Denktaş’ın yaptıklarının arkasındadır. Serdar Denktaş’ın tüm söylemleri de CTP-BG’nin boynunda asılıdır. CTP-BG’yi halkın ve tabanının tepkisine kulak vermeye ve akp yalakası Serdar Denktaş ile koalisyonu sonlandırmaya çağırıyoruz. Bu olmadığı sürece CTP-BG’nin Serdar Denktaş’tan farkı yoktur. Bilinmelidir ki, kuru lafa karnımız toktur ve CTP-BG’nin bu noktadan sonra Kıbrıslı Türk toplumuna söyleyeceği her şey Ankara tarafından ‘doğru yola sokacağının da işareti’ olacaktır.
Bağımsızlık Yolu’nun doğru bildiği tek yol halkın örgütlü mücadelesidir. Bu da, sokaktaki mücadelenin büyümesine bağlıdır. Bizler tüm halkımızı sokak hareketini büyütmeye çağırıyoruz. Her geçen gün dünya üzerinden uyguladıkları politikaları ve farklı coğrafyalardaki işbirlikçi borazanları ile halkları daha fazla fakirleşsin, halkları daha fazla sömürülsün, halklarına daha fazla işsizlik getirilsin, halkları daha fazla göç ettirilsin, halklar arasında daha fazla savaş çıkarıp daha fazla insan öldürülsün diye ‘doğru yola sokmaya çalışanlara’ karşı sokakta birleşmeli, dayanışmalı, direnmeli ve örgütlenmeliyiz.
Bağımsızlık Yolu (a)
Barış Doğanbay