Çalıştay Raporu, Gece Kulüpleri Sorununa Çözüm Değil Kılıf Arıyor!

İçişleri Bakanlığı’nın Nisan ayında düzenlediği Gece Kulüpleri Çalıştayı’na ilişkin sonuç raporunun geçtiğimiz günlerde yayınlanmasıyla birlikte raporu en ufak bir ümit beslemeden okuduk. Ülkemizde hep hasır altı edilmiş, şehir dışlarına itilmiş bir konunun ilk kez bu kadar kamusal olarak konuşulduğu bir platformdan yana ümitsizliğimizi belirtmek elbette ki üzücü. Bildiğiniz gibi Kadın Eğitimi Kolektifi, Bağımsızlık Yolu ve Baraka Kültür Merkezi olarak çalıştay öncesinde yaptığımız açık çağrıda böylesi bir çalıştayı olumlu bulduğumuzu ve meselenin Bakanlık tarafından sorunsallaştırılmış olmasını memnuniyetle karşıladığımızı fakat çalıştayda pezevenklerin paydaş kabul edilerek davet edilmesinin kabul edilemez olduğunu ve bu durumun gerçekleşmesini olumlu bulduğumuz çalıştayı bizler açısından ümitsizliğe dönüştürdüğünü ifade etmiştik.

Çalıştayın açılışı sırasında ise pezevenklerin çalıştaya paydaş olarak davetli olmasını “Pezevenkler Çalıştayda, Judy ve Volha Nerede?” diyerek protesto edip salonu terk ettik.

Nitekim üzülerek hiçbir olumlu beklentimizin olmadığı çalıştaydan şaşırtıcı olmayan bir hedefsizlik ve buna ek olarak pezevenkleri paydaş yapmanın doğal sonucu olan bazı utanç noktaları ortaya çıktı:

  1. Seks İşçiliği Var, Seks Köleliği Yok

Çalıştayın Bakanlık tarafından hazırlanan “Sonuç ve Hedefler” kısmında Gece Kulüplerinde seks işçiliği yapıldığının ortaya konulduğu kabul edilmektedir. Ancak çalıştayda oluşturulan masalardan birkaçında dile getirilmiş olsa da çalıştayın sonuç raporunda seks köleliğinden bahsedilmemektedir.

  1. Kadınların “Haklarını Bilmesi” ile Sorun Çözülür mü?

Bakanlığın konsomatrislerle ilgili kısa vadeli hedefler olarak açıkladığı hedefler ise liberal akıl ile pezevenk paydaşların bir araya gelmesinden ancak bu kadar olur dedirtmektedir.

Çalıştay katılımcıları tarafından “gece kulüplerinde çalışan kadınlara imzalatılacak hizmet akdinin anladıkları dilde olması ve seks işçiliğinin gönüllülük ilkesine dayalı olması” önerilmiş, bu öneri Bakanlığın hedeflerine “ülkemizde çalışmaya gelen kadınlarla yapılacak iş sözleşmelerinin kendilerini koruyucu nitelikte ve kendi dillerinde olması için çalışma başlatılması” şeklinde yansımıştır.

Yine çalışma masalarından çıkan önerilerde, “Gece kulüplerinde çalışmaya gelen kadınların seks hizmeti vereceklerini bilerek gelmediği” sorun olarak konulmuş, buna karşılık Bakanlık ise kadınların ilk götürüldükleri yer olduğunun görüldüğü Devlet Hastanesi’nde kadınlara haklarıyla ilgili bilgi verilmesini önermiştir.

Bu durumda, Bakanlığın “konsomatrislerle” yani gece kulüplerindeki seks köleleriyle ilgili kısa vadeli hedefi kadınlara haklarıyla ilgili bilgi vermek ve bir “rıza” imajı çizmek olduğu görülüyor. Oysa gönüllülük veya rıza her koşulda mümkün olmayacağı gibi her şey için de rıza gösterilemeyeceği, örneğin köleliğe ve işkenceye rıza gösterilemeyeceği, liberal hukuk devleti mantığında bile mevcut. Kölelik koşullarını görmezden gelen devlet erkanı, sanki seks işçiliği koşulları mevcutmuşçasına ‘rıza’ çerçevesine oturtmak gibi hiçbir fikre sığmayan absürt sonuç çıkarıyor.

  1. Fuhuşun Kayıtlı Olanı da mı Var?

Raporda yabancı öğrencilerden de bahsedilerek gece kulübü dışında “kayıtsız fuhuş”, “yeraltında olan fuhuş”, “Merdiven altı” olarak nitelendirilen “kayıt dışı seks işçiliği” gibi ifadeler kullanılmış. Sanki Gece Kulüpleri’nde kayıtlı seks işçiliği var gibi bir alt metin oluşturularak, gece kulüpleri kapatılırsa kayıt dışı seks işçiliği artacak algısına yatırım yapılmış. Fakat devlet kendi yasalarını bize unutturmaya çalışsa da, biliyoruz ki kayıtlı seks işçiliği diye bir şey yok. Devlet her türlü seks işçiliği (seks köleliği) durumuna üç maymunu oynamaktadır ve tümü kayıt dışı olup aralarındaki tek fark birinden devletin kar elde ederken diğerini vergilendiremiyor oluşudur. Gece Kulüpleri’nde para karşılığı seks yapıldığı mahkeme kararlarıyla bile açıklanmışken, devlet hala kendi yaptığı çalıştayda üç maymunu oynayarak halkın algısını manipüle etmeye çabalamaktadır.

  1. Sunucuya Ulaşılamıyor: “Seks Hizmeti Sunucuları” Ne Demek?

Çalıştay’da pezevenklerin neden paydaş olmaması gerektiğiyle ilgili birçok izahat verebilirsek de aslında raporun bir kısmında “Gece Kulübü sahiplerinin de eğitimli olması gerekir. Bu nedenle seks hizmeti sunucularına ayrıca eğitimler düzenlenmelidir.” önerisi kendi başına vahameti izah eder durumdadır.

  1. Masaların Hoşnutsuzluk Yaratabilecek Önerileri Sonuca Yansımadı

Masalardan gelen, gece kulüplerinin eğlence yeri olarak değil genelev olarak çalıştığı, gece kulüplerinin kapatılmasının düşünülmesi gerektiği, gerekli düzenleme yapılmadan yeni izinler verilmemesi, gece kulüplerinde çalışmaya gelen kadınların pasaportlarına el konulması uygulaması durdurulması gibi önerilerin muhtemelen “tüm paydaşları” kırmamak için Bakanlığın sonuç ve hedeflerine yansıtılmadı.

  1. Sonuç da Yok Hedef de

“Gece Kulüpleri kapanmalı mı kapanmamalı mı konusunda bir fikri olmayan, seks işçiliği yasallaştırılmalı mı yasaklanmalı tartışmalıyız ama şu an bilmiyoruz çünkü henüz vizyon oluşturmadık” diyen, bu arada kadınlara haklarını öğretip vicdanımızı rahatlatalım ve her şeyin rıza dahilinde gerçekleştiği imajının arkasına saklanalım diyen bir çalıştay raporu ile baş başa kaldık. Çalıştay’a en başında hiçbir protestosu olmayan katılımcılar bile bu çalıştay raporu ile hayal kırıklığına uğramış durumda.

Örgütler olarak tekrar belirtmek isteriz ki, gece kulüplerinde seks köleliği vardır. Gece Kulüplerindeki hak ihlallerinin birebir sorumlusu olan pezevenklerin paydaş olduğu bir çalıştaydan çözüm değil, ancak hak ihlallerini örtmeye yarayacak bir kılıf çıkabilir. Judy, Volha ve aramızdan alınan diğer kız kardeşlerimizi anarken gece kulüplerinde kölelik koşullarında çalıştırılan kadınların özgürleşmesinin tek yolunun gece kulüplerinin kapatılması olduğu sözünü yükseltiyoruz. Biz, bu çalıştayı saymadık, lütfen tekrar deneyiniz!

Kadın Eğitimi Kolektifi

Baraka Kültür Merkezi

Bağımsızlık Yolu