Bölgemizde yapılan deprem dayanıklılık raporlarına göre boşaltılması istenen Laguna Deniz Yıldızı Apartmanları, Anıt Çarşısı ve çadırda eğitim önerisi getirilen okullar ile ilgili endişeli ve öfkeliyiz.
Laguna Deniz Yıldızı Apartmanları’nda yaşayan apartman sakinleri ve Anıt Çarşısı’nda onlarca esnaf mağdur edilmektedir. Hava parası karşılığında mal sahibi olan ve evini/iş yerini boşaltmak zorunda kalan insanlar ne yapacağını bilmez durumdadır. Kiracılar ise her gün artmakta olan ev/dükkan kiraları karşısında çok zor durumda bırakılmıştır. Bu insanlardan, belediyeden giden ihbar üzerine evlerini ve iş yerlerini hemen terk etmeleri beklenmektedir. Ancak kendilerine hiçbir alternatif sunulmamaktadır.
Öte yandan Namık Kemal Lisesi ve Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi binalarının depreme dayanıklılık ön raporlarında durum vahimdir. Eğitim Bakanlığı ise en temel kamusal hizmet olan eğitim hakkını bile sağlayamazken, çocuklarımıza çağdaş ve modern eğitim modellerini değil çadırda eğitimi layık görmektedir. Bina kontrol ve dayanıklılığına karşı yıllardır hiçbir tedbir ve önlem almayan hükümetler, deprem gündeme geldiği zaman kriz yönetimini de becerememektedir.
Yapılması gereken, çağdışı yönetim modellerinden vazgeçmek ve alternatif eğitim binalarını Namık Kemal Lisesi ile Dr. Fazıl Küçük Endüstri Meslek Lisesi’ne tahsis etmektir.
Hükümet yetkilileri izaz ikram için artırılan bütçeyi veya AKSA’ya yapılan ödemeleri eğitime ayırmalıdır. AKSA’ya yıllık 28 milyon dolar kira bedeli ödemek yerine AKSA’nın kamulaştılması ve oluşacak bu muazzam kaynağın kamusal ihtiyaçlara aktarılması gerekmektedir.
Deprem bölgelerinde binlerce kişi evsiz ve perişan durumda iken gereksiz milyonların harcanacağı külliye inşaatına neden devam edilmektedir? Türkiye halklarından kesilen vergilerin külliye inşaatına akıtılması son derece yanlıştır. Hatay’da prefabrik evlerden köy kurulabiliyorken, deprem karşısında tehlike arz eden okullarımızda neden çadırda eğitim planı yapılmaktadır?
Sermayeye kaynak aktarılmaya devam etmek yerine ultra zenginlerden servet vergisi alınsın ve oluşacak kaynak kamusal hizmetlere sağlansın!
Elbette ki çocuklarımızı, öğretmenlerimizi ve hizmet görevlilerimizi riskli okul binalarında bırakamayız. Ancak, okullarda bina güvenliği nedeniyle eğitime ara verilmesi ve öğrencilerin eğitim hakkından mahrum edilmesi kabul edilebilir değildir!
Çocuklarımızın çadır yerine dayanıklılığı tespit edilmiş diğer okul binalarına, Rauf Raif Denktaş Kültür ve Kongre Merkezi’ne (KÜKOM) veya Mağusa’daki üniversite dersliklerine yerleştirilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, Gazimağusa Belediyesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Ada Kent Üniversitesi, İTÜ-KKTC Eğitim Araştırma Yerleşkeleri ve Kıbrıs Batı Üniversitesi yönetimlerini göreve çağırıyoruz.
Bağımsızlık Yolu
Mağusa Bölge Örgütü