
Özgür ve Özerk Tiyatro’nun toplumda gelişebilmesi, Bağımsızlık Yolu olarak yükselttiğimiz taleplerden biriydi diyen Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy, diğer taleplerimiz gibi bunun da altını doldurmak için bir yasa tasarısını hazırlamak istediklerini kaydetti. Ersoy, geçmişte yapılan çalışmaları incelediklerini, devlet ve belediye tiyatrolarını ziyaret ederek emekçilerinin düşüncelerini de alıp son halini verdikleri özerk tiyatro için üç farklı yasa tasarısı hazırladıklarını belirtti.
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Umut Ersoy, BRT ekranlarında yayınlanan 14. Saat programına katılarak, Dilek Kırıcı’nın sorularını yanıtladı.
Genç Kuşak Tiyatro Azmiyle, Mücadeleyle Üretim Ortaya Koyuyor Ama Devlet Kendi Üzerine Düşen Yükümlülükleri Yerine Getirmiyor
Ersoy, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu binasının, 1985 yılında eski bir sinemadan tadil edilerek tiyatro salonuna dönüştürüldüğünü ve 40 yıldır, 1985’den 2025’e kadar Lefkoşa Belediye Tiyatrosu oyunlarını o salonda sergilediğini söyledi. Salonun teknik açıdan da seyircinin rahat oyun izleme koşulunun oluşması açısından da yeterli olmadığını belirtti.
Ersoy, tiyatro emekçileri olarak bütün imkansızlıklarına rağmen kimliğinden ve karakterinden dolayı o salonun bir tarihi değerinin olduğunu ve seyirciyle bir araya gelmek gibi deneyimler yaşayabildikleri için salonu sevdiklerini kaydetti.
Öteki taraftan, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin başlattığı bir başkent tiyatro projesi olduğunu belirten Ersoy, 2012 yılından beri inşaatın durmuş durumda olduğunu anlattı. 1999 yılında Devlet Tiyatrosu’nun binasının yandığını hatırlatan Ersoy, son iki sene içerisinde Devlet Tiyatrosu’nun yeni binası için bir inşaat çalışması başlatıldığını söyledi. İnşaatın karkasının bittiğini ama içinin boş olduğunu belirten Ersoy, Devlet Tiyatrosu sanatçılarının, emekçilerinin bir an evvel kendi salonlarına kavuşabilmesini dilediğini ifade etti.
Ersoy, Devlet Tiyatrosu’nun ismini böyle koca koca harflerle yazıp, daha sonra da salonsuz bıraktığımız kurumların başında geldiğini belirtti. Genç bir kuşağın tiyatro azmiyle, mücadeleyle, üretimi ortaya koyduğunu ama devletin kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini vurguladı.
Ersoy, kamusal olan bütün alanlara bakıldığında eğitimden sağlığa, enerjiden barınmaya ve ulaşıma devletin sosyal devlet olma fonksiyonlarını hiçbir yerde yerine getirmediğini belirtti.
Özgür ve Özerk Tiyatro Yasa Tasarısını Hazırlayarak Meclise Sunduk
Ersoy, Bağımsızlık Yolu’nun meclis dışından olan bir parti olarak, zaman zaman yasa çalışmaları hazırlayıp meclise sunduğunu söyledi. Daha önce asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi, Aksa’nın kamulaştırılması, yanan orman arazilerinin imara açılmasının yasaklanması ve sendikasız işçi çalıştırılmanın yasaklanması için iş yasasında değişiklik içeren yasa tasarısı hazırladıklarını anlattı. Farklı farklı yasa tasarıları hazırladıklarını belirten Ersoy, en son da Özgür ve Özerk Tiyatro yasa tasarısını hazırladıkların ve diğer yasalar gibi meclise sunduklarını kaydetti.
Özgür ve Özerk Tiyatro’nun toplumda gelişebilmesi, Bağımsızlık Yolu olarak yükselttiğimiz taleplerden biriydi diyen Ersoy, diğer taleplerimiz gibi bunun da altını doldurmak için bir yasa tasarısını hazırlamak istediklerini kaydetti. Ersoy, geçmişte yapılan çalışmaları incelediklerini, devlet ve belediye tiyatrolarını ziyaret ederek emekçilerinin düşüncelerini de alıp son halini verdikleri özerk tiyatro için üç farklı yasa tasarısı hazırladıklarını belirtti.
Tiyatro Özgür ve Özerk Olabilmesi için, Baskıdan, Sansürden Uzak Bir Yapıya İhtiyaç Duyuyor
Ersoy, hazırladıkları üç yasa tasarısından birtanesinin yerel yönetimlere bağlı belediye tiyatroları ile ilgili olduğunu ve belediyeler yasasında bir değişikliği önerdiğini söyledi. Diğer iki yasa tasarısının ise daha çok devlet tiyatrosunu ilgilendirdiğini ve birbirini tamamlayan yasalardan oluştuğunu ifade etti. Devlet tiyatrosunun hala hazırdaki yasasında bir değişiklik önerdiğini ve özerk tiyatro kurulunun kurulmasını sağlayacak bir içerikte olduğunu dile getirdi.
Tiyatronun toplumumuzun rağbet gösterdiği önemli sanat dallarından bir tanesi olduğunu belirten Ersoy, eğer özgür olmuyorsa, eğer o sanatın gelişmesi için gerekli altyapı, yasal düzenek, alet, edevat, teçhizat, bina, eğitimli insan, kaynak yoksa kurumsallaşamıyor, birikemiyor, tarih boyunca da ilerleyemiyor açıklamasını yaptı. Tiyatronun özgür ve özerk olabilmesi için, baskıdan, sansürden uzak bir yapıya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Ersoy, yasal dayanağı olabilmesi için Emekçinin Partisi Bağımsızlık Yolu olarak bu yasa tasarlarını hazırladıklarını dile getirdi.
Hangi Oyunun Nasıl Sahneleneceğine, Repertuarına Hangi Şarkıları Koyacağına Yönetim Değil Sanatçının Karar Verebilmesi Gerekiyor
Ersoy, belediye tiyatrolarının veya belediyeye bağlı çalışan orkestraların belediyeler yasası tahtında ve o yasanın çizdiği çerçevede hizmet ürettiklerini söyledi. Bir sanat kurumunun kendine ait bir çalışma disiplini, kendine ait bir dünyası var diyen Ersoy, hangi oyunun nasıl sahneleneceğine, repertuarına hangi şarkıları koyacağına yönetim değil sanatçının karar verebilmesi gerektiğini söyledi. Bunu bir örnek olarak anlattığını ifade eden Ersoy, şu anda Lefkoşa Belediyesi Tiyatrosu’nda böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ancak yasal olarak belediyelerin böyle bir yetkisinin olduğunu belirtti.
Ersoy, belediyeler yasasında öngördükleri değişikliğin, belediyelere bağlı tiyatro veya orkestraların kendilerine ait tüzük veya yönetmelik hazırlayarak kendi çalışma disiplinlerini oluşturabilmelerini içerdiğini söyledi. Yasanın, belediye yönetimlerinin sanatçının sen bu oyunu oynayamazsın, bu oyunda bu sözü söyleyemezsin gibi baskı mekanizmalarından veya otosansürden kurtulabilmeleri için şeffaf demokratik bir karar mekanizmasını içeren bir tüzük hazırlanmasını önerdiğini belirtti. Ersoy, yasanın, belediye yasasında yapılacak bir değişiklikle belediye meclislerine kendi bünyelerindeki tiyatro veya müzik gruplarıyla ilgili onların çalışma alanlarını düzenleyecek, onlara ait yönetmelik veya tüzük yapma önerisini içerdiğini ekledi. 27 Mart Dünya Tiyatro günü öncesinde Meclis Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe’ye yasayı ilettiklerini belirten Ersoy, yasanın mevzuata uygun hazırlandığını, onaya hazır olduğunu vurguladı. Ersoy, henüz herhangi bir geri dönüş almadıklarını da sözlerine ekledi.
Devlet Tiyatrosu’nun Yönetimi Tamamıyla Siyasi Erke Bırakıldı
Ersoy, Devlet Tiyatrosu’nun yönetiminin tamamıyla siyasi erke bırakıldığını ve bir genel müdür tarafından yönetildiğini söyledi. Genel müdürün üçlü kararname ile atandığını belirten Ersoy, her hükümetin kendisine yakın bulduğu kişiyi, herhangi bir daire gibi oraya atadığını kaydetti. Ersoy, sanatçıların sanatsal anlamda söz söyleyebilecekleri demokratik bir mekanizmanın ve liyakatin olmayışından bahsettiğini ifade etti.
Geçtiğimiz yıllarda sansür, baskı ve çeşitli mekanizmalarla bazı oyunların oynanmasının engellendiğini bildiklerini anlatan Ersoy, 1990 yılından beri Devlet Tiyatrosu Yasası’nda değişikliğe gidilmediğini hatırlattı. Bu bağlamda orayı nasıl özerk bir yapıya kavuşturabiliriz düşüncesiyle yasa tasarısı hazırladıklarını belirten Ersoy, yasanın özerk tiyatro kurulunun oluşturulmasını içerdiğini söyledi. Ersoy, bu kurulun, devlet tiyatrosu çalışanları arasından 4 kişi, devletin seçtiği 1 tiyatro emekçisi, personel dairesinin belirlediği bir hukukçu ve bir tane de sendika temsilcisinden oluşacağını açıkladı.
Yasa çalışmasını hazırlarken devlet tiyatrosunu baştan sona özerk bir yapıya kavuşturacak yasanın kendisini de çalışabilirdik diyen Ersoy, sanatı sanatçılar yönetsin düşüncesinde olduğumuz için devlet tiyatrosunu özerk bir yapıya dönüştürecek kişiler de sanatçılar olmalı düşüncesiyle bu kurulun kurulmasını ve yasayı bu kurulun yapmasını önerdiklerini belirtti. Ersoy, hazırladıkları yasa tasarısının Özerk Tiyatro yasasının nasıl olacağına dair bir taslak içerdiğini belirterek, bu özerk tiyatro kuruluna başka görevler de yüklediklerini söyledi.
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları yasasında yaptıkları değişiklik hakkında da bilgi veren Ersoy, siyasi atamayla atanan genel müdürün yetkilerini sadece idari yetkiler olarak bıraktıklarını, sanatsal alandaki yetkilerini budadıklarını ve sanatsal karar mekanizmasını özerk tiyatro kurulunun uhdesine bıraktıklarını anlattı. Anayasanın 62. Maddesine istinaden yasayı hazırladıklarının altını çizen Ersoy, bu maddenin devletin sanatın özgürce gelişebileceği ortamı yaratır, sanatçıyı koruyucu, destekleyici, özendirici ve ödüllendirici önlemlerini alır içeriğinde olduğunu ifade etti.