Hayat Pahalılığını Aldık, En Düşük Kamu Maaşını da Alacağız!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, halkın tek ses olarak birleşmesi karşısında duramadı. Altı ay önceki tutumunu değiştirip Asgari Ücret’e hayat pahalılığını yansıtmak zorunda kaldı. Hatırlanacağı gibi bundan altı ay önce, yılın ilk asgari ücret belirleme sürecinde patronlar ve hükümet her zamanki gibi el ele vermiş, asgari ücret artışını hayat pahalılığının altında tutmuştu.

Zamlar altında ezilmekte olan başta asgari ücretliler olmak üzere özel sektör çalışanları bunu ciddi bir tepki ve haklı bir öfkeyle karşılamıştı. Bu tepki ve öfke, geçtiğimiz altı ay boyunca katlanarak artan hayat pahalılığıyla ve kamu emekçilerinin desteği ile birleşti. Böylece, geçen hafta başlayan yeni asgari ücret belirleme sürecine halk hem büyük ilgi gösterdi hem de asgari ücrete doğru düzgün bir artış yapılması için sesini yükseltti.

Sendikalardan tutun da basın emekçilerine, kamu çalışanlarından tutun da özel sektör çalışanlarına kadar halkın çeşitli kesimleri süreci yakından takip etmekle kalmadı, “asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin” talebi etrafında birleşti. Halkın çeşitli kesimlerinin bir araya gelip sesini yükseltmesi, hem de bunu kuru bir gürültü, şikayet ya da söylenme biçiminde değil de “asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin” gibi somut bir talep ile yapması hükümet ve patronlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu.

Böyle bir baskıyı beklemeyen büyük sermaye kesimleri, elleri ayaklarına dolanmış bir şekilde açıklama yapmak için sıraya girmek zorunda kaldılar. Ticaret Odası, etekleri tutuşa tutuşa “asgari ücreti hayat pahalılığı oranında artırmak mümkün değildir” açıklamasını yaptı. Sanayi Odası, aba altından sopa göstererek “işletmelerin artan maliyet baskılarının” dikkate alınması gerektiğini söyledi. İşverenler Sendikası Başkanı Arhun asgari ücretin “aşırı yükseldiğini” ifade ederken, Komisyon’da işverenler adına konuşan Cengiz Alp “asgari ücret sürekli artamaz” açıklamasında bulundu.

Büyük sermayenin bu çırpınışları sonuç vermedi. Halkın çeşitli kesimleri tarafından yaygın bir şekilde dile getirilen “asgari ücret en düşük kamu maaşına eşitlensin” talebi ortadayken, asgari ücrete eğer hayat pahalılığı oranında bile bir artış verilmeseydi, halkın öfkesi sermayenin ve hükümetin üzerine akacaktı. Yaklaşan seçimleri de düşünerek hükümet, hayat pahalılığı oranında bir artış vermek zorunda kaldı.

Özel sektör emekçileri sendikasız olmasına rağmen; kamu-özel, yerli-yabancı ayrımını aşarak birleştiğimizde sermaye ve hükümete geri adım attırılabileceğimizi böylece gördük. Evet hayat pahalılığı oranında artışı halk olarak söke söke aldık. Ama bu daha başlangıçtır. Çünkü kalıcı kazanımlar yasalara yazılarak elde edilir!

Hayat pahalılığını aldık, en düşük kamu maaşını da alacağız. Miyadını doldurmuş Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu sırtımızdan atacak ve Asgari Ücret’i en düşük kamu maaşına eşitleyeceğiz!

Asgari Ücret En Düşük Kamu Maaşına Eşitlensin!

Sendikasız Çalıştırılmak Yasaklansın!

Bağımsızlık Yolu

Emekçinin Partisi