Dünya işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Emekçilerin ve ezilenlerin çok büyük bedeller ödeyerek tarih sahnesine çıkarttığı bu şanlı gün, sembolik ve sadece bir günden ibaret gibi gösterilmek istense de aslında yılın 365 günü süren mücadele ve direnişlerin en yoğun ve en berrak bir şekilde öne çıktığı bir gün olarak bütünlüklü bir sürecin parçasıdır. Emekçinin partisi olan Bağımsızlık Yolu, 1 Mayıs’ı işte bu gerçekliğe göre ele alıyor. Yoksulluğun, hayat pahalılığın, yolsuzlukların günden güne arttığı, gerici ve milliyetçi karanlığın yüzsüzce başımıza çöreklendiği, sermayenin yarattığı doğa talanının ekonomik bir gereklilik olarak sunulmaya çalışıldığı, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın hızla yayıldığı, ülkemizin bölünmüşlüğünün değişmez bir durum yapılmak istendiği bir dönemden geçiyoruz.
Gerek ülkemizde gerekse de dünyanın farklı coğrafyalarında bahsettiğimiz bu ve benzeri konularla ilgili milyonlarca insan yürüttükleri mücadeleleri yükseltmek için 1 Mayıs’ta sokakları ve meydanları dolduruyorlar. Çünkü 1 Mayıs’ta sokağa çıkmak diğer günler direnilen haksızlıklara ve her gün maruz kaldığımız sömürüye karşı mücadeleye devam etmektir. 1 Mayıs, özel sektörde ezilen emekçinin sendika mücadelesi, Aksa’yı zengin etmek için şişirilen faturalarımızla ilgili yaşadığımız isyan, eğitimin ve sağlığın paralı bir sektöre dönüşmesiyle ödemekte zorlandığımız fiyatlara olan öfke, şiddet gören kadınlar için yürütülen sığınma evi talebi ve daha nice haklı taleple verilen insanca yaşama mücadelesidir.
1 Mayıs’ın organizasyonunu üstlenen sendikalar böyle önemli bir günü mecburiyetten üstlenmek zorunda kalmış ve asgari bir çabayla geçiştirmeye çalışır bir tavra girseler de sınıf mücadelesini benimseyen her örgüt sınıfın taleplerini haykırmak için sokakta olmanın önemini bilmektedir. Emeğin görünürlüğü ve değeri sadece kağıt üstünde olmakla alakalı değildir. İşçi sınıfının hakları yasal bir kazanıma dönüşmüş ya da dönüşmemiş olsa da esas önemli olan emekçilerin mücadelesinin halk içinde hegemonya kazanmasıdır ve bunu ancak sokakla tamamlanan bir çaba başarabilir. Emek, emekçi sokakta ne kadar görünüyorsa ve sesi ne kadar çok çıkıyorsa o kadar değerlidir. 1 Mayıs işte bu yüzden çok önemlidir. Sokakları emekçilerin ve ezilenlerin dertleri ve talepleri ile ilgili pankart ve dövizlerle doldurmak ve sloganlarla inletmek için.
Bağımsızlık Yolu, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için 1 Mayıs’ta tüm halkı sokağa çağırıyor. Umutsuzluğun yayılmaya çabaladığı bir dönemde umudu büyütecek olan biz emekçileriz. Çünkü umut bekleyerek değil mücadeleyle büyür. Gelin sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması, ultra zenginlerden servet vergisi alınması, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi, külliye yerine sığınma evi yapılması, Aksa’nın halkımızın sırtından defedilmesi, birleşik, halkları kardeş, federal bir Kıbrıs ve daha birçok haklı talebimiz için 1 Mayıs’ı gerçekten emekçilerin bayramına çevirelim. Gelin emekçinin partisinde, Bağımsızlık Yolu kortejinde buluşalım. Gelin 1 Mayıs sabahı, 09:00’da emekçinin partisi Bağımsızlık Yolu Genel Merkezi’nde buluşup alana yürüyelim.
Yaşasın 1 Mayıs
Yaşasın Emekçilerin Sınıf Mücadelesi
Bağımsızlık Yolu
Emekçinin Partisi