Kadına Karşı Şiddetin Öznesi Devlet

Değerli basın emekçileri ve kıymetli kamuoyu, Bugün günlerden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü. 25 Kasım, 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinin faşist yönetimine karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerin tecavüz edilip öldürülmelerinin ardından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü diye tarihe kazındı. Bizlerde Mağusa 25 Kasım Organizasyon Komitesi olarak son yıllarda bir araya gelmiş ve geçtiğimiz yıllardaki gibi bu yılda kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddet oranın gitgide artış gösterdiği kentimizde bu artışı protesto etmek için isyanımızla yine sokaktayız.

Geçtiğimiz yılda Mağusa bölgesinde yaşayan 2, Mağusa civar bölgelerinden de bir kadın arkadaşımız ne yazık ki, hayatlarını paylaştıkları kişiler tarafından öldürüldüler. Kadın cinayetleri, ev içi şiddetin son damlası olarak her geçen gün ada genelinde gitgide artış gösterirken son bir hafta içerisinde bir kadın arkadaşımız tehdit edilerek şiddete uğramış, başka bir kadın arkadaşımız ise eşi tarafından elektrik kablosuyla boğularak öldürülmüştür. Bu sayıların her geçen gün artış göstermesine karşı sığınma evi taleplerini görmezden gelen, hiç bir güvenlik önlemi almadan bu vakalara seyirci kalan ilgili merciler bu cinayetlerin bilhassa birer ortağı halindedirler. Mağdur olan ve hayatını kaybeden kadınları buna maruz bırakanın birinci öznesi elbette eşleri, sevgilileri ya da kardeşleri bile olsa bir diğer görünmeyen özne devlettir. Devlet eliyle her geçen gün bir kardeşimizi daha yitiriyor olmanın verdiği öfkeyle bugün buradayız.

Yapılan araştırmalara göre 2 yıl içerisinde hayatını kaybeden kadın arkadaşlarımızdan birçoğu, defalarca en yakın polis karakoluna giderek bulunduğu durumun vahimiyetini, tehditler karşısında yaşadığı korkuyu açıklayarak yardım talebinde bulunmuştur. Onlar hayatını yitirdikten sonra ortaya çıkan bu sonuçlar bizlere gösteriyor ki tehdit altında yaşamak zorunda kalan birçok kadın için bir önlem geliştirilmemiş ve öldürülmelerini beklermişcesine seyirci kalınmıştır. Sığınma evinin yanı sıra, şikayetleri değerlendirebilecek ve giderebilecek herhangi bir kurumun olmayışı ise ikinci bir eksikliğimizdir. Elbette noksan bırakılan her bir kısım, konunun tümü için yeterli olmayacaktır. Bu yüzden kapsamlı bir çalışma başlatılmalı, konunun maddiyat kısmı ise bütçe hesaplamalarında desteklenmelidir. Bizler bu kentte ve bu memlekette kadına yönelik şiddeti, kadın cinayetlerini duydukça ürken, öfkelenen insanlar olmaktan rahatsızız. Bilhassa bu memleketi yönetmek ve halkın refah düzeyini iyileştirmek için seçilmişler de aynı filmin, aynı acı sahnelerin seyircisi ya da paydaşı olmayı bırakıp derhal sığınma evi açarak, güvenlik önlemleriyle bu acı tabloya son vermelidir.

MAKAMER-Mağusa Kadın Merkezi Derneği, MASDER, Baraka Kültür Merkezi, Kadın Eğitimi Kolektifi Akdoğan Fikir Sanat Atölyesi, Bağımsızlık Yolu Mağusa, TDP Mağusa Kadın Örgütü, CTP Mağusa Kadın Örgütü, GÜÇ-SEN, KTAMS, Yeniboğaziçi Kadınlar Derneği, Mormenekşe Kadınlar Birliği Derneği, Akova Kadınlar Derneği, Mağusa Kültür Derneği, Larnaka Türk Kadınlar Derneği, MAGEM