Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın Korona virüs salgını karşısında almış olduğu tedbirler neticesinde kreşlerden, üniversitelere kadar pek çok eğitim kurumunda eğitime ara verilmiştir. Bakanlığın Korona virüs vakasının ülkemizde ilk görüldüğü tarih olan 10 Mart 2020’den itibaren almış olduğu bu karar öğrencilerin sağlığı açısından atılmış önemli bir adımdır.
Öte yandan salgın tehlikesi nedeniyle aksayan eğitime “uzaktan eğitim” ile devam edilecek olması, salgının ekonomik yükünün emekçiler üzerine yıkıldığı bu günlerde ülkemizdeki pek çok öğrencinin uzaktan eğitime erişim olanağının ve dolayısıyla da eğitim alma imkanının ne olduğu sorusunu akıllara getirmektedir. Özel okulların uzaktan eğitim yayınlarını tüm öğrencilere açması devletin kamu okullarındaki öğrencilere uzaktan eğitimin erişimini sağlamakla sorumlu olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bakanlığın öğrencilerin yaşadığı ders kayıplarının giderilmesi için yaptığı çalışmalardan biri olan uzaktan eğitim ile sadece belirli derslerin çevrimiçi sistem üzerinden devam edecek olması eğitimin zaten aksayacağının bir göstergesidir. Halihazırda aksayacak olan eğitimin daha da fazla aksamaması için bakanlığın tüm imkanlarıyla öğrencilerin yanında olduğunu göstermelidir. Bu kapsamda ilköğretim, ortaöğretim ve meslek lisesi öğrencileri için verilen ve belirli dersleri kapsayan çevrimiçi eğitimin tüm dersleri kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekmektedir. İlgili bakanlık kaç öğrencinin uzaktan eğitime tam olarak erişebildiğinin, kaç öğrencinin uzaktan eğitimden yararlanamadığının çalışmasını ivedilikle yapmalıdır. Tüm öğrencilerin uzaktan eğitimden tam olarak yararlanabileceği teknolojik olanaklara sahip olduğu varsayımından uzaklaşılarak başta ihtiyaç sahibi olan öğrenciler olmak üzere tüm öğrenciler için çevrimiçi dersleri takip edebileceği cihazlar ve internet erişimi temin etmelidir. Salgının ekonomik yükünü emekçiler üzerine yıkan hükümetin görevi ultrazenginlerin sermayesini korumak değil, salgının bedelini emekçi çocuklarının eğitimden uzak kalarak ödememesini sağlamaktır. Hükümet derhal sermaye sahiplerinin uzaktan eğitimi halkın çocuklarına bir armağanı gibi sunmasının önüne geçmeli ve somut adımlar atarak uzaktan eğitime tüm öğrencilerinin erişimini sağlamalıdır. Bu dönemde eğitimdeki aksaklıkların giderilmesi servet sahibi patronların krizden yararlanarak halk önünde imajını korumak için atacağı bir adım değil, devletin politikası olmalıdır.
Bağımsızlık Yolu olarak bizler kamusal eğitimin her geçen gün daha da zayıflatılmaya çalışıldığı ülkemizde salgın bahanesiyle devletin eğitimden elini ayağını çekmesine sessiz kalmayacağız ve meydanı sermaye gruplarının özel okullarına bırakmayarak kamusal eğitimin önemini vurgulamaya devam edeceğiz.Kamusal eğitim haktır şiarımızla hükümeti uzaktan eğitim şeklinde devam edecek olan eğitimin devlet eliyle tüm öğrenciler için erişilebilir hale getirmeye davet ediyoruz.
Kamusal uzaktan eğitim haktır.
Bağımsızlık Yolu (a)
Hasan Çağın Tezbaşar
Bağımsızlık Yolu Eğitiim Sekrerteri