Keleşzade: İktidar Gücü ve Bütün Medya Aparatları Federasyonu Anlaşılmaz Kılmaya Çalışılıyor!

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan ve Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Mustafa Keleşzade Emeğin Gündemi programına katılarak Kıbrıs sorununda yaşanan son gelişmeleri ve Kıbrıs sorununun çeşitli boyutlarını irdelediler.

Özkızan: ELAM’ın yükselişi Kıbrıs sorunu ve Kıbrıslı Türklerle ilgili değil

Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan Emeğin Gündemi programında yaptığı açıklamada, Kıbrıslı elen toplumunu anlamaya çalışıldığında ne yazık ki Kıbrıs sorunu odaklı ve Kıbrıslı Türklerle kurdukları ilişkiler üzerinden değerlendirildiğini, bu durumun yanlış analizler yapılmasına yol açtığını ifade etti. Kıbrıs’ın güneyinde yükselişte olan milliyetçilik, ELAM’ın başını çektiği aşırı sağın güçlenmesi söz konusunu olduğunu ve bu yükselişin Kıbrıslı Türklerle ve Kıbrıs sorunuyla ilgili olmadığından bahsetti.

Sağ siyasetin içerideki sorunlara çözüm ürettiğini, ürettiği çözümlerin ise sağ siyasetleri destekleyen insanların yaşam kalitesini artırdığını ve onları daha karanlık bir tarafa itecek çözümler olduğunu ifade eden Özkızan, bu durumun en iyi örneğinin Nazizim olduğunu söyledi. Aşırı sağ içeriye baktıkça, içerideki sorunlara manipülatif ve gerici bir biçimde olsa bile popülarite kazandıklarını ekledi.

Kıbrıs Sorununu Çözmek için Önce Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Aktör Olarak Güç Sahibi Olunması Gerek

Özkızan, Kıbrıs sorununu çözmek için önce Kıbrıs’ın kuzeyindeki aktör olarak güç sahibi olunması gerektiğini ifade ederek bu bakış açısıyla iki sıkıntının görüldüğünden bahsetti.  İçerideki sorunları ısrarla reddeden bir kesim olduğuna değindi.

Kıbrıs sorununun ağırlığının ortadan kaldırıldığını belirten Özkızan, gerçekten Kıbrıs sorunu temelinde mobilize olunması gereken durum geldiğinde, duruma özel bir heyecan oluşmazsa günün sonunda sorunlar ortaya çıkacağından bahsetti. Halkın, Kıbrıs sorununa çok fazla anlam yüklediğini ve en ufak bir başarısızlıkta bile muazzam bir umutsuzluğa kapılarak umut duyması gereken diğer noktaları kaçırdığını ekledi.

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Dönüş Düşüncesi Sorumsuz Bir Yaklaşımdır

Mümkün olsa bile Kıbrıs Cumhuriyeti’ne arzu duyanlara şaşırdığını dile getiren Özkızan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çok ciddi çekişmeler ve gerginlikler yaratacağından bahsederek bugünkünden daha büyük nefret tohumları ekileceğini ifade etti. Çözümün Kıbrıs Cumhuriyetinden geçtiği düşüncesini sorumsuz ve ciddiyetsiz bir yaklaşım olarak değerlendirdi.

kktc’yi Tanıtırken Solcuları Bahane Göstermesin

Özkızan, birbiriyle anlaşamayan ve nefret eden gruplar, kktc’yi tanımamak konusunda ısrarla anlaşmayı sürdürüyor dedi. Uluslararası gerginliğin çözüm sürecinde bir engel oluşturduğuna değinen Özkızan, kısmı tanınmanın bile mümkün olmadığını söyledi.  kktc’yi tanıtılmasıyla ilgili girişimleri desteklediklerini belirten Özkızan, federasyoncuları, solcuları bahane göstermesinler, yapsınlar görelim dedi.

Tek çözüm federasyon

Federasyonu basitleştirerek düşünmek gerektiğine değinen Özkızan, Federasyonu Kıbrıslı Türklerin uluslararası bir tanınmışlığa sahip olması ve Kıbrıs adasının birleşmesi için savunduklarını söyledi. Milliyetçi çevrelerden Kıbrıs’ın birleşmesine karşı çıkacaklar olabileceğini ekledi. Kıbrıs’ın birleşmesini, Kıbrıs’ta yaşayan insanların gündelik hayatta işini kolaylaştıracak, altı yapısı konusunda daha verimli olacak, trafik konusunda daha ilerici adımlar atılacak, bütün ülkeyi saran toplu taşıma ağının kurulması daha kolay olacak, elektrik şebekesinin birleştirilmesinden su alt yapısına kadar adanın birleşmesini herkesin işine gelecek şeklinde açıkladı.

Kıbrıs Ancak Birleşirse Dış Güçlere Karşı Oyuncak Olmaktan Kurtulacak

Özkızan, Kıbrıs ancak birleşirse dış güçlere karşı oyuncak olmaktan kurtulacak ufak bir şansı olacağından bahsetti. Bu şekilde kendi sözünü söyleyebileceğini ve kendi geleceğini kendisinin belirleyeceğini ekledi. Bu iki faktörü karşılayan tek çözümün federasyon olduğunu vurguladı. 

Özkızan, kktc’ye sarılalım, egemen devletimiz var düşüncesi Kıbrıslı Türklerin uluslararası tanınmışlığını ortadan kaldırıyorlar dedi. Eşit egemenlik, Kıbrıslı Türkler açık hava hapishanesinde yaşasınlar, ölsünler en iyi ihtimalle göç etsinler, dünyada bir yeri olmasın diye savunuluyor dedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşün ise Kıbrıslı Türklerin azınlık olmasıdır şeklinde değerlendiren Özkızan, 100 yıldır bu adada yaşanan ulusal sorunu unutun anlamına geldiğini belirtti.

Herkesi Mücadeleye Davet Ediyoruz

Özkızan, biz insanları kendi ulaşabildikleri alanlarda ve yaşadıkları sıkıntılar doğrultusunda mücadele etmeye davet ediyoruz dedi. Örgütlü mücadele vermenin anlamının öneminden bahsetti. Kıbrıs sorununun çözümü, federasyonun gerçekleşmesi gibi meseleler sizin mahallenizden, sokağınızdan iş yerinizden başlar dedi. Yaşadığımız sorunlarla ilgili emek temelli, çözüm odaklı meseleler etrafında birleşmenin de bir örgütlenme olduğunu belirtti. 

Keleşzade: Kıbrıs’ta Barış, Federal Bir Çözüm İçin İç Dinamiklerdeki Özneler Hazır Mı?

Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Mustafa Keleşzade, Kıbrıs’ta BM’nin özel temsilcisi olarak atanan Maria Angela Holguin Cuellar’ın, Kolombiya’da uzun yıllardır farklı gerilla gruplarıyla, hükümet güçleriyle, paramiliter güçler arasında süren çatışmada daha önce arabuluculuk misyonu üstlendiğini söyledi. Kıbrıs sorunu konusunda Cuellar’in atanmasının önemi noktasında, Kolombiya ile karşılaştırmanın yerinde olacağını ekledi. Cuellar’in Kıbrıs’ta garantörü olan güçlerin uzlaşısını sağlamakla görevli olarak atandığını ifade eden Keleşzade, Kıbrıs sorununun her zaman bu özneler üzerinden yürüdüğünü belirtti. Keleşzade, ‘’Kıbrıs’taki büyük özneler bu konuda hazır mı? Kıbrıs’ta barış, federal bir çözüm için iç dinamiklerdeki özneler hazır mı?’’ sorularının cevabına bakmak gerektiğini belirterek bu soruların cevabına baktıktan sonra Cuellar’in atanmasının bir önem taşıyıp taşınmadığına karar verebiliriz dedi.

Keleşzade, Kolombiya’daki çözüm sürecinin iç dinamiklerle şekillendiğini ifade ederek Kıbrıs’a bakıldığında güneyde Hristodulidis’in yeni seçildiği, kuzeyde Cumhurbaşkanlığı pozisyonun hala Ersin Tatar tarafından işgal edildiği bir durum söz konusu olduğundan bahsetti. İç dinamiklere bakıldığında Hristodulidis’in sağ siyaseti temsil ettiğini, Tatar’ın ise ‘artık federasyon ölmüştür, kktc’yi Dünyaya tanıtacağız’ tezi üzerinden yürüyen karikatüristik bir figür olduğunu, bu yüzden devletsel aktörler olarak iç dinamiklerin hazır olmadığını ekledi.

İç dinamiklerde halk hareketleri düzeyinden bakıldığında, özellikle Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkiye seçimlerinde Erdoğan’ın seçilmesinin ardından sokakta ciddi bir geri çekilme olduğunu, güneyde ise Avrupa Parlamentosu seçimlerinin gündeminin yoğunlukta olduğu bir süreç olduğunu aktardı.

Siyasetin En Sağ Ucunun Ağırlığı Arttıkça, Siyasetin Geneli De O Tarafa Doğru Sağlaştı

Güneydeki bazı partilerin ELAM’laşma süreci yaşadığından bahseden Keleşzade, bu sürecin yaşanmasının sebebini ELAM’ın yükselişi olarak değerlendirdi. Siyasetin sağda radikalleşmesi ve radikal sağ söylemlerinin yükselmesi zemin kaybeden diğer sağ siyasi partilerin o sürece yakınlaşması sonucu olduğunu aktardı. ELAM’ın giderek kitle desteği toplaması, kitle desteğini kaybetmek istemeyen tüm siyasi partilerin o tarafa doğru kayması sonucunu getiriyor dedi. Siyasetin en sağ ucunun ağırlığı arttıkça siyasetin genelinin de o tarafa doğru sağlaştığını ekledi. Keleşzade, Kıbrıs’ın güneyinde Avrupa Parlamentosu seçimlerinde özgün bir koşul olduğunu belirterek, seçimin yerel seçimlerle aynı gün olacağına değindi. 

Keleşzade, ELAM’ın yükselişinin nedeninin sınıfsal denklemle ilgili olduğun açıklayarak, güneydeki halkın ekonomik durumunun kötüleşmekte olmasının, süreç içerisinde farklı şeyler söyleyen siyasetlerin yükselmesine yol açtığından bahsetti. Şu anda yaşanan emperyalist savaşlar dalgası olduğunu ve bu savaşların yarattığı Dünya’yı, özellikle Avrupa’yı da ciddi şekilde etkileyen mülteci krizi boyutuna değindi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nde diğer Avrupa ülkelerine kıyasla nüfusuna oranla mültecilerin en çok bulunduğu yer olduğunun ifade eden Keleşzade, bu durumun büyük sermayenin ucuz iş gücü açısından işine geldiğini söyledi. Sol siyaset ve merkez güçler arasında ise bir kırılma yarattığını ekledi. Sol siyasetlerin mültecilerin ve yarattıkları sorunlarla ilgili politika geliştirdiğini, aşırı sağ siyasetin kendini merkez sağ siyasetlerden ayrıştırdığını ve mülteciler gitsin üzerinden politika geliştirerek oy topladıklarını aktardı. Keleşzade, sınıfsal olan bir meselede, mültecilerle ilgili politika yürüttükleri için çok rahat yükseldiklerini bu yüzden ELAM’ın yükselişini Kıbrıs sorunu bağlamında değerlendirilemeyeceğini ifade ederek Kıbrıs sorunu açısından ELAM’ın yükseldiği bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıslı Türk halkına güvenmesinin zorlaşan bir tablo oluşturduğunu söyledi.

Keleşzade, Kıbrıs’ın güney toplumunda sol özneler sistemden bağlarını koparıp emekten yana radikalleşecek bir politika geliştirmezlerse ELAM’ın yükselişinin kaçınılmaz olduğunu ekledi.

İktidar Gücü ve Bütün Medya Aparatları Federasyonu Anlaşılmaz Kılmaya Çalışılıyor!

Kıbrıs sorunu odaklı siyaset yapan gruplara bakıldığında “sadece bunun üzerine çalışmalıyız, iç meselelere kafa yormasak da olur” düşüncesini değerlendiren Keleşzade, 2018 yılında içinde bulunduğumuz ekonomik krizin adımları ilk atıldığında bazı grupların çözüm federasyondur diyerek bir anda federasyon yürüyüşleri yaptığını hatırlatarak, gündelik hayat sıkıntıları çeken halktan destek görmediklerini belirtti. İnsanlara kendi sorunlarıyla bağlantısını gösteremez ve onun çözümüne yönelik politika üretilmezse o kitleden kopulacağından bahsetti. 

Keleşzade, mevcut hükümete rağmen Kıbrıs’ta barış, mevcut statükonun bozulması, federasyon düşüncesiyle kitleleri ikna etme süreci olduğundan bahsederek, bu yüzden iktidar gücünün ve bütün medya aparatlarının federasyonu anlaşılmaz kılmaya çalıştığını söyledi. Halk ekonomik kriz dediğinde mantığını anlatamadan federasyon cevabı verince insanların çözümün ve barışın kendisinden yabancılaştığının altını çizdi.

Kıbrıs Cumhuriyeti Yıkılmış Bir Yapıdır

Kıbrıs’ın kuzeyinde gerçekten barış isteyen kesimler arasında bir ayrışma olduğuna değinen Keleşzade, bir grubun sadece kötünün iyisi olarak federasyonu veya Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduğunu ve bu durumun Bağımsızlık Yolu olarak yanlış bir düşünce olarak değerlendirdiklerini söyledi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşanmış ve bitmiş bir deneyim olarak içinde sorunları barındırdığı ve çatışmalara sebebiyet verdiği gözlemlendiğini ve bu yapının yıkıldığına, bu yüzden de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çözüm olmadığına dikkat çekti.

Keleşzade, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hem iç aktör hem de iç aktör öznelerini dikkate almayan bir yaklaşım olduğunu söyledi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmesinde aktör olanların o dönemin ilericileri değil sağ, milliyetçi siyaset ve emperyalizm olduğunu hatırlattı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaratabileceği sorunları düşünmeden hareket etmenin halklara verilebilecek en büyük zarar olduğunun altını çizdi.

Ersin Tatar’ın kktc’yi Tanıtma Adı Altında Gerçekleştirdiği Ziyaretler Hiçbir Anlam Taşımaz

Ersin Tatar’ın kktc’yi tanıtma adı altında gerçekleştirdiği ziyaretlerin hiçbir anlam taşımadığını ifade eden Keleşzade, kktc’yi tanıtmak isteyen birinin gitmesi gereken kapıları ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa olarak sıraladı. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin hepsine giderek beşinden beşini de ikna etmesi gerektiğini ve bunun olası olmadığını belirtti. Buna yönelik akılcı bir siyaset kktc’nin de Türkiye yönetiminin de yoktur dedi. kktc’nin tanıtılmasının mümkünün mü sorusunun cevabının net bir şekilde hayır olduğunu ortaya koyan Keleşzade, Bağımsızlık yolu olarak ilk günden beri bunu dile getirdiklerinin altını çizdi. Bu fikir ortaya atıldığında kendilerinin bile inanmadığını belirterek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar dedi. İlerleyen günlerde Ersin Tatar’ı veya geçmişte gördüğümüz gibi Erdoğan’ı en büyük federasyon savunucusu olarak da görebiliriz dedi.

Kıbrıs’ta çözüm alternatiflerinden biri olan mevcut sürer durumun devamıyla ilgili olarak Keleşzade, mümkün ama arzu edilemez ifadelerini kullandı. Ermenistan, Ukrayna ve Filistin-İsrail örneklerini vererek yakın zamana kadar stabil görünen bu bölgeler birdenbire ısındığını belirtti. Tarafların adil olarak çözümün mümkün olduğunu düşünmediği, sorunların devam ettiği statükolarda aniden sürecin ısındığını şu anda Kıbrıs ile ilgili bunu göremesek de güçler dengesi değiştiğinde ne olacağını bilemeyeceğimizi ekledi. Bu örnekler önümüzdeyken mevcut durumun devam etmesinin savunamayız dedi.

Bizi Yakınlaştıracak Çözüm Önerilerini Öne Çıkartmalıyız

Sosyalistler neden federasyonu savunuyor sorusuna yanıt olarak, somut durumun somut tahlillerinin yapılmasının öneminden bahseden Keleşzade, ada halklarının arasında bir sorunun kalmadığını hayal ediyorsak önce şu anda hangi durumda olduğumuzu bilmemiz ve bizi yakınlaştıracak çözüm önerilerini öne çıkartmalıyız dedi. Kuzeyde Bağımsızlık Yolu ve gerçekten federasyon savunucuları, güneyde solcular egemen olduğunda ve bu iki taraf örgütlenerek birleştiğinde Cueller’in atanmasının bir anlam ifade etmediğini söyledi. Yeter ki halklar, bu konuda ortak iradeyi ortaya koyabilecek duruma gelsin dedi. Halkların birbirine güvenip beraber çalışabildikleri zaman, halklar arasındaki güvensizlik sorunun azalacağını ekledi.