Keleşzade: Ultra Zenginlerin Finansal Gücü Devlet Bütçesinin Gücünden Fazla

Bağımsızlık Yolu Dış İlişkiler Sekreteri ve Lefkoşa Milletvekili adayı Mustafa Keleşzade, BRT’de, Pembe Paşaoğluları’nın Seçim Özel programına konuk oldu. Ekonomi gündemli programda Keleşzade, “Kayıt dışı ekonomi dediğimiz unsur aslında yasa dışı bir ekonomik faaliyettir. Bizim ülkemizde bu sanal bahis, ki bizim ülkemizde bu yasadışı bahistir. Aynı zamanda kumarhane üstünden aklanan kara paralar. Uyuşturucu üzerinden gelen ekonomik faaliyetler. Yasa dışı faaliyetlerin toplamı aslında kayıt dışı ekonomiyi oluşturmaktadır. Bizim bunları yasal hale getirmeye çalışmamız demek, toplumdaki yasadışılığın meşrulaşması ve yasallaşmasını sağlamaktadır.” dedi. Keleşzade önemli olanın kayıt dışı ekonominin ortadan kalkmasını sağlamak olduğunu belirtti. Bugün ülkemizdeki bir partinin, tanınmamışlığın avantajını kullanmaktan bahsetmektedir diyen Keleşzade, “Kıbrıs’ın kuzeyinde tanınmamışlığın avantajlarını en çok da, dünya genelinde illegal olan sektörlerin, burada legal veya denetimsiz şekilde yapabilir durumda olan şahısların, yani ultra zenginlerin bir kısmı gerçekleştirebilmiştir.” diye ekledi.

Ultra Zenginlerin Finansal Gücü Devlet Bütçesinin Gücünden Fazla

Bağımsızlık Yolu olarak seçime girerken “Hükümete Değil Muhalefete Talibiz” derken Kıbrıs’ın kuzeyinde hükümet olmakla iktidar olmanın aynı şey olmadığını anlattıklarını söyleyen Keleşzade, seçim sonucunda oluşan hükümetin iktidarı belli gruplarla yani, ultra zengin kesimlerle paylaşacağını dile getirdi. Kayıt dışı sektörle ilgili de bahsettiği ultra zenginlerin özellikle sahip oldukları finansal gücün devletin bütçesinin gücünden daha fazla olduğunu belirten Keleşzade, bu gücün onu neredeyse hükümetin büyük ortağı haline getirdiğini aktardı.

Bugün bu ülkede mafya bağlantılı, kayıt dışı ekonomi bağlantılı medya kuruluşlarının oluştuğunu  gözlemlediklerini söyleyen Keleşzade, bu durum kayıt dışı ekonominin yöneticisi durumundaki kesimlerin, hükümetin üzerinde baskı aracı olduğunu bize gösteriyor diye ekledi. Konuşmasının devamında mecliste iyi niyetle bir şeyler yapmak isteyenler olacağını dile getiren Keleşzade, “böyle bir iktidar yapısı olduğunun bilinci olmadan adımlar atıldığı zaman, karşılarında bu bahsettiğimiz çevreleri görecekler.” diye ekledi.

Kayıt Dışılık İllegal Faaliyettir

Kayıt dışı ekonomi ile ilgili tutuklama yapıldığına dair bir haber görülmediğini söylen Keleşzade, kayıt dışılığın illegal faaliyet olduğunu tekrarladı. Kayıt dışı ekonomiyle ilgili mücadele nerededir diye soran Keleşzade, buradan da yine polisin bağlı olduğu otoriteye geliyoruz, dedi.  Polisin hükümetle bağlantısı olmadığını, sivil otoritenin bir parçası olmadığını dile getiren Keleşzade, bütünlüklü düşünülmediği zaman değişiklik sağlanamayacağının altını çizdi. Keleşzade, Bağımsızlık Yolu olarak, bu nedenle “Hükümete Değil Muhalefete Talibiz” sözüyle yola çıktıklarını ifade etti. Ayrıca Keleşzade, servet vergisi uygulanmasının devletin gücünü kazanabilmesi ve kayıt dışı uzuvların önüne geçebilmesi için bir nebze olsun fayda sağlayacağını aktardı.

Yoğun Bir Enflasyonist Ortam Var

Kıbrıs’ın kuzeyinde tamamen planlamadan uzak, kaosa dayalı bir ekonomi modeli olduğunu söyleyen Keleşzade, bu ekonomi modelinin böyle işlemesinin hali hazırda bu sistemden fayda sağlayan ultra zengin kesimlere ve daha karanlık işlerle uğraşan kesimlere fayda sağlamaktadır, dedi. Bağımsızlık Yolu olarak planlamaya dayalı bir ekonomi modelinin uygulanması gerektiğini savunuyoruz diyen Keleşzade, İstatistik Kurumu’nun güçlendirilmesini, verilerin net bir şekilde ortaya çıkabilmesinin sağlanmasını talep ettiklerini ifade etti.

Keleşzade, hemen yapılacak bir nüfus sayımıyla, nüfus bilinerek, eğitim, sağlık, taşımacılık gibi hizmetlerin, planlamalarının rahatlıkla yapılabileceğini söyledi. 2018’den beri enflasyona dayalı bir kriz yaşandığını söyleyen Keleşzade, o zamandan beridir yaptıkları eylemliliklerle asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesini savunduklarını aktardı. Yoğun bir enflasyonist ortam olduğunu, bunun tek başına yeterli olmayacağını da ekleyen Keleşzade, hayat pahalılığı ödeneğinin mümkün olan en kısa zamana en az 2 aylık süreye indirilmesi gerektiğini savundu.

Asgari Ücret En Düşük Kamu Maaşına Endekslenmelidir

Keleşzade, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi ve hayat pahalılığı ödeneğinin 2 aya indirilmesinin en azından emekçilerin bu boğulma ortamında kafalarını bir tık havaya kaldırabilmesini sağlayacağını söyledi. Bununla birlikte, esnaf ve küçük orta boy işletmelerin asgari ücrette yaşanacak artışta özellikle ilk üç, altı aylık dönemde kendilerini koruyabilecekleri bir mekanizmanın devlet tarafından geliştirilmesi gerektiğini aktardı. 2018’den beri dövizle kiranın yasaklanmasını, kiralarında devlet tarafından sabitlenmesini savunduklarını aktaran Keleşzade, özellikle bunun esnaf için nefes alma aralığı sağlayacağını ifade etti.

Kendimizin Belirlemediği Ekonomi Politikalarla Hayal Satmaktan Ötesini Yapamayız

2007 yılından beri özellikle Türkiye ile yapılan protokollerle Kıbrıs’ın kuzeyinde neoliberal ekonomi politikalarının benimsendiğini söyleyen Keleşzade, bu politikalarla birlikte kamusal alandan kesilerek, özel sektöre teşvik verildiğinin altını çizdi. Bunun yerine genişlemeci bütçe politikasını savunduklarını söyleyen Keleşzade, özellikle kamusal eğitime yatırım yapılması ve özel üniversitelerdeki teşviklerin çekilmesini savunduklarını dile getirdi. Neoliberal politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Keleşzade, kamusal sağlığa yatırım yapılması gerektiğini de ekledi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomi politikalarının temelini Türkiye ile yapılan protokoller oluşturuyor diyen Keleşzade, zamanında Türkiye ve İMF’nin imzaladığı neoliberal politikaları gibi, Türkiye’nin yıllardır bize uyguladığı ekonomi politikalarının da, dayattığı ekonomik paketlerin de benzeri bir mantığı vardır dedi. Keleşzade, ekonomik protokoller kaldırılmalıdır demezsek, kendimiz belirlemediğimiz ekonomi politikalarıyla ilgili hayal satmaktan ötesini yapamayız dedi. 

Keleşzade, Bağımsızlık Yolu olarak Türkiye ile yapılan ekonomik protokollerin kaldırılmasını ve servet vergisi uygulayarak kaynak yaratılabileceğini savunduklarını aktardı.