Lefkoşa’da 1 Mayıs yürüyüşü sırasında, üzerinde Kürtçe ifadeler bulunan pankartlar taşıyan öğrencilerin polis tarafından gözaltına alınması, yalnızca bir dilin kriminalize edilmesi değil, halkların kardeşliğine ve sınıf dayanışmasına doğrudan bir saldırıdır.
Bu topraklarda yaşayan öğrenciler, Kıbrıslı Türkler, göçmenler ve tüm emekçiler aynı sömürü düzenine maruz kalmaktadır. Kimimiz okuldan atılma tehdidiyle, kimimiz güvencesiz çalıştırılmayla, kimimi insana yaraşmayan koşullarda bir yaşamla boğuşuyoruz. Fakat kaderimiz ortak: Emekçiler olarak hepimiz bu düzenin yükünü sırtlıyoruz.
Polis teşkilatı, gazeteciler karanlık güçler tarafından ölümle tehdit edilirken sus pus olup, görevi olan korumayı sağlamaktan kaçarken, söz konusu olan emeğin dayanışması ve Kürtçe “Yaşasın 1 Mayıs” pankartı olunca aslan kesiliyor. Bu, polisin neyin karşısında, neyin yanında olduğunu açıkça göstermektedir: Ezilenlerin dili değil, sermayenin dili makbul sayılmakta; baskı ise her zaman aşağıdan gelen sese uygulanmaktadır.
Ancak biz, Bağımsızlık Yolu olarak biliyoruz ki: Sınıf kardeşliği, her türlü kimlik düşmanlığından güçlüdür.
Kürtçeye yönelen saldırı, sadece Kürtlere değil, ortak mücadele imkanlarımıza yönelmiş bir gözdağıdır. Bu memlekette hangi dili konuşursa konuşsun, hangi ülkeden gelmiş olursa olsun, tüm ezilenler aynı sınıfsal çıkarları paylaşır. Bu ortak zemini büyütmek, faşizme karşı verilecek mücadelenin temelidir.
Tutuklanan eylemciler derhal serbest bırakılmalıdır! Polis sivile bağlanmalı ve sendikalı olmalıdır!
Yaşasın sınıf dayanışması!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Kürtçeye değil, faşizme barikat!
Faşizme karşı omuz omuza!
Bağımsızlık Yolu
Emekçinin Partisi