Geçtiğimiz günlerde UBP iktidarı ve Başbakan Tatar tarafından 1974’ten beridir asker kontrolünde olan Kapalı Maraş’ın açılacağını iddia edilmiştir. Daha sonra bunun bir açılış olmadığı kısıtlı bir alanın ziyarete açıldığı anlaşılmış, bu girişimin Kıbrıslı Türk halkının iradesinin gaspına dönüşen, Türkiyedeki AKP –MHP koalisyonunun direktifleri ile organize edilen seçim şovu olduğu alenen görülmüştür. Her ne olursa olsun bu maskaralık bir irade gaspıdır ve Kıbrıslı Türk halkının yetki karar iktidar haklarının kendi başbakanı tarafından başka bir ülkenin başkanına devredilmesi anlamını taşımaktadır. Hamaset ve milliyetçilik politikaları üzerinden oy devşireceğini düşünülerek yapılan bu hamlenin akıbeti açıktır.
Uyguladıkları politikalar nedeniyle dış politikada yalnızlaşmaya ekonomide ise dolar’ın 8 TL ye sterlinin 10 TL’ nin üstüne çıkmasına sebep olanlar Kıbrıslı Türk halkının iradesini çiğneyerek topallayan iktidarlarının beslendiği iklimi ayakta tutmak istemektedirler. YSK kararlarının çiğnendiği, anayasal süreçlerin baypas edildiği, kurum ve kuruluşların yetkilerinin işlevsizleştirildiği bu kanunsuzluk silsilesi bize çok tanıdık gelmektedir. Diğer yandan bu maskaralığa meclisteki parti başkanlarının ve Cumhurbaşkanı adaylarının tepkileri de oldukça manidardır. Kudret Özersay uzmanı! olduğu bir konuda kendisine danışılmadan adım atılmasına içerlemiş ve hükümetten çekilmiştir. Oysa ki bizzat kendisinin daha birkaç ay önce Cumhurbaşkanı Akıncı’yı es geçerek Kapalı Maraş’ta AKP yetkilileri ve uzantıları ile basın toplantısı düzenlediğini çok çabuk unutmuşa benzemektedir. Serdar Denktaş Koordinasyon Ofisi açılmasındaki pratiğinin ne anlama geldiğini bilmezden gelerek adaylık mottosu haline getirdiği iradeden bahsedebilmektedir. Tufan Erhürman olayı basitleştirmeyi tercih ederek bunun Maraş’ın açılması anlamına gelmediğini, yalnızca bir kısmın ziyarete açıldığını belirterek irade gaspını görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Tüm tepkiler içinde Kıbrıslı Türklerin iradesini koruyucu tek tavrın yine Akıncı’dan geldiği çok açıktır. Bu nedenle bu hamlelerden sonra bu seçim Erdoğan ile Akıncı arasında geçecektir ve Kıbrıslı Türk halkının kendi kaderini tayin mücadelesine dönüşmüştür. Bu yüzden Bağımsızlık Yolu Mağusa örgütü olarak halkımıza çağrımızdır: Kıbrıslı Türk halkının kendi egemenliği ve iradesi mücadelesi geçmişten bugüne sürmektedir ve seçimden sonra da sürecektir. Pazar günü sandıkta Kıbrıslı Türk halkının onurunu yerle bir edenlere cevabımızı net olarak verelim.
Cevap Akıncı…
Bağımsızlık Yolu Mağusa Bölge Örgütü (a)
Gökhan Zengin
Mağusa Bölge Sorumlusu