Pazar günü gerçekleştireceğimiz “Onlar Mangala Biz Alana” eylemini duyurmamızın ardından bazı derin şer odakları yine karışıklık yaratmak adına, bizleri hedef göstermek adına çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Kıbrıslı Türkleri etnik zeminden bölmeyi, kutuplaştırmayı hedefleyen bu odakların çabaları nafiledir. Eylemimizin amacı da, mesajı da bellidir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan tüm emekçiler olarak yaşadığımız sorunlar ortaktır. Seçimlerimize yapılan müdahaleler etnik köken gözetmeksizin tümümüzün iradesine müdahale içermektedir. Müdahaleler hepimizi daha güzel bir yarına yürümekten mahrum etmekte, ilk işi milyonluk makam aracı almak olanlara geleceğimizi teslim ettirmektedir. Müdahalelerle gerçekleşen irade gaspı en çok da statükodan en çok mağdur olan Kıbrıs’ın kuzeyine hapsolan, güneydeki şoven idare tarafından güneye geçişi dahi engellenen, vatandaşlığı iki dudak arasına sıkışmış, her türlü tehdite açık haldeki Türkiye göçmeni emekçileri etkilemektedir.
Ekonomik Kriz’in yarattığı etkiler tüm emekçileri etkilemektedir. Hükümet edenlerin sadece bir avuç zenginin çıkarları için seferber olması, işsiz kalan, işsizlik parası dahi azaltılan, esnek çalışma adı altında maaşının 3’te 1’ine çalıştırlan biz emekçileri görmezden gelmesi hepimizi etkilemektedir. En çok da gelmiş, geçmiş iktidarların görmezden geldiği, memlekete bir faydaları yok diye utanmadan açıklamalar yaptığı inşaatlarda canı pahasına emek veren, güvencesiz çalıştırılan göçmen emekçi insanları etkilemektedir.
Pandemi ile mücadeleyi kumarhanelerin bekası için mücadele olarak görenlerin yarattığı toplum sağlığı sorunu tüm emekçilerin ortak sorunudur. Sağlık alanında yıllarca hiç bir yatırım yapmayan, pandemi hastanesini dahi ancak seçim şovu olarak gündeme getirenlerin, güneyden dayanışma için gelen ilacı almayı ihanetle eşitleyip, Tayyip Erdoğan’a şirin görünmek için güneyden iş aracı kiralayan zihniyetin yarattığı sorun tüm emekçilerin ortak sorunudur.
AKP-MHP iktidarı, kökeni ne olursa olsun tüm Kıbrıslı Türk emekçilere reva gördüğünün beş beterini her gün Türkiyeli emekçilere uygulamaktadır; Türkiyeli emekçileri intihara sürükleyen, ifade özgürlüğünü yok sayan, demokrasiyi ortadan kaldıran, halklarının değil kendi şahsi bekaları için çatışmalar yaratanlardır. İnsanlarını soktukları durumu görünmez kılmak, halkın çoğunluğundan destek görmedikleri görünmez olsun diye sürekli şov peşinde koşan bu iktidar istediğini elde etsin diye susacak, sinecek ve halkımızı karanlığa mahkum edecek değiliz.
Pazar günü gerçekleşecek eylem “onlar” ve “biz” arasında gerçekleşecektir. Buradaki ayrım etnik, kökene dayalı bir ayrım değildir. Bizler borçluluk batağına sürüklenmiş Kıbrıs’ın kuzeyindeki emekçileriz, bizler geleceği çalınanlarız, bizler acının anlamını bilenleriz, bizler demokrasi için mücadele edenler, onuruyla, emeğiyle yaşam mücadelesi verenleriz, onlar ise milyonluk makam aracı sürenler, acıyı tanımayıp şov için Maraşa 10 milyonlarca liralık piknik alanı yapanlar, Kıbrıslı Türklerin iradesine yaptıkları müdahaleler ile böbürlenenlerdir. Yani AKP-MHP iktidarı ve işbirlikçileridir. Müdahale, kriz ve pandeminin mağduru biz emekçileriz! Türkiyeli-Kıbrıslı değil kardeşiz! Bu nedenle onlar mangala gidereken, bizler alanda olacağız. Etnik kökeni fark etmeksizin tüm emekçi insanımızı bir kez daha 15 Kasım Pazar günü saat 14:00’da Pronto Çemberi’nde buluşup iradesizliğini sembolü meclis ve esas sorumlu TC Elçiliği’ne yürümeye çağırıyoruz.
Bağımsızlık Yolu (a)
Gazi Gök
Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri