
Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi Üyesi Cansu N. Nazlı, Kıbrıs Genç TV’de yayınlanan Gün Ortası programına konuk oldu. Bala Kabakçı’nın sorularını yanıtlayan Nazlı, Fiber Optik Protokol”, kamusal haklar, erken seçim çağrıları ve kadına yönelik şiddete dair açıklamalarda bulundu.
İletişim Altyapısı Kamusal Olmalı
Nazlı, Fiber Optik Protokolü ile ilgili Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın “Telekom’un Türkiye’de özelleştirildiğini biliyoruz. Şuanda özel şirket konumundadır.” şeklinde konuştuğunu hatırlattı. Nazlı, Türkiye’nin kamusal bir kurumu olsaydı bile protokolün sıkıntılı olacağına dikkat çekerek iletişim altyapısının kamusal olması gerektiğini vurguladı. İletişim alanına dışardan bir müdahale yapılması halinde hem toplumun hem de devletin doğrudan etkileneceğine de dikkat çeken Nazlı, “kamusal iletişim alt yapısını peşkeş çekerek borçlardan kurtulmak kabul edilemez” dedi.
İletişim Altyapısının Yabancı Bir Şirkete Devredilmesi İdeolojik Bir Tercih
İletişim altyapısının devredilmesi yönünde alınan bir kararın ideolojik bir tercih olduğunu belirten Nazlı, “Sayın Arıklı protokole ilişkin muhalefete ideolojik olmakla ilgili itirazda bulundu. Fakat iletişim altyapısının yabancı bir şirkete devredilmesi de ideolojik ve siyasidir. Bu yüzden tepkilerde ideolojik” dedi. Nazlı, iletişim altyapısının özel bir şirkete devredilmesini aynı zamanda “egemenlik devri” olarak da değerlendirdi.
Nazlı, Kıbrıs Türk Havayolları’ndan birçok kurumun, Türkiye ile kktc arasında imzalanan Mali İktisadi İşbirliği Protokolü’ne dayandırılarak, ekonomik paketlerle on yıllardır özelleştirdiğini söyledi. Türkiye’nin bu işbirliği anlaşmasıyla bizi borçlandırdığına dikkat çeken Nazlı, “kamusal varlıklarımızı sınırlandıran direktifleriyle özelleştiriyorlar” şeklinde konuştu. Nazlı, Bağımsızlık Yolu olarak kamusal alanın geliştirilmesi gerektiğini savunduklarını ekleyerek bu tarz paketlere karşı durulması gerektiğini de söyledi.
Kamusal Haklarımıza Bir Saldırı Söz Konusu
Kamusal sağlığın temel bir hak olduğunu hatırlatan Nazlı, sağlık hizmetine erişimde yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Nazlı, insanların bağış adı altında devlet hastanesinde ücret ödemek zorunda kaldıklarını ifade ederek, dönem dönem parti olarak bu konuda farkındalık yaratma çalıştıklarını da anımsattı. Kamusal sağlık hakkımızın tehdit altında olduğunun altını çizen Nazlı, devlet hastanesinin alt yapısının güçlendirilmemesi, personel ihtiyacının giderilmemesi gibi sağlıkta yaşanan diğer sorunlardan da bahsetti.
Nazlı, sağlıkta olduğu gibi eğitimde de sorunlar yaşandığına dikkat çekti. “Hükümetin neoliberal politikaları aslında eğitim, sağlık, ulaşım, iletişim, barınma gibi her alanda kamusal haklarımızı geri götürüyor ve hizmeti kalitesizleştiriyor. Kamusal haklarımıza bir saldırı söz konusu” ifadelerini kullandı.
18 Yaşından Küçük Çocukların Siyasal İslam Projesinin Bir Parçası Olarak Kullanılması Kabul Edilemez
Eğitim alanında sadece bu hükümet döneminde değil uzun yıllardır aynı politikanın yürütüldüğünü de ifade eden Nazlı, okullardaki eksiklerden bahsetti. Nazlı, çocukların inşaat altındaki okullarda eğitim almak zorunda kaldıklarının altını çizerek “eğitim alanında acilen giderilmesi gereken ihtiyaçlar varken önümüze 2. Bir ilahiyat koleji protokolü geldi” dedi. Yeni bir ilahiyat kolejinin bu toplumun ihtiyacı olmadığını da kaydetti.
Disiplin Tüzüğüne karşı halkın ortaya koyduğu iradede ortaya çıkan mesajlardan birinin “eğitimin hiçbir şekilde bilimsel ve laik niteliğinden taviz verilmeyeceği” olduğunu ifade eden Nazlı, 18 yaşından küçük çocukların siyasal islam projesinin bir parçası olarak kullanılmasının da kabul edilemeyeceğinin altını çizdi. Laikliğin toplumun temel ilkelerinden biri olduğunu vurgulayan Nazlı, Mağusa’ya yapılması planlanan İlahiyat Koleji’nin ve Disiplin Tüzüğü’nün dayatma olduğunu da belirtti
Gerici Politikalar Çocukları Hedef Alıyor
Nazlı, on yıllardır Türkiye’deki AKP iktidarıyla ülkemize dayatılan sunni islamlaştırma politikalarının son örneklerinden birinin de yeni bir ilahiyat koleji açılması olduğunu belirterek, bir diğer örneğin ise “ihtiyaçmış” gibi gösterilen Başörütüsü Tüzüğü olduğunu söyledi. Gerici politikaların çocukların hedef alındığına da dikkat çeken Nazlı, “bu müdahaleler çocuk haklarının ihlalidir ve gelişimine zarar veriyor. Bu kabul edilemez” şeklinde konuştu.
Hükümet Artık Meşruiyetini Kaybetti, Seçim Sonuçları Bunun Bir Göstergesi
Hükümetin artık meşruiyetini kaybettiğini ifade eden Nazlı, Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının da bunun bir göstergesi olduğunu söyledi. Erken seçim çağrılarını da değerlendiren Nazlı, emekçinin partisi Bağımsızlık Yolu olarak olası bir erken seçim haline hazır olduklarını ekledi.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Çok Ciddi Eksiklikler Var
Cansu Nazlı, kadına yönelik şiddetle mücadelede çok ciddi eksiklikler olduğuna dikkat çekerek bu eksiklikleri ALO 183 ihbar hattının desteklenmemesi, şiddet önleme ve sığınma evlerinin olmayışı olarak sıraladı. Ayrıca Nazlı, asgari ücretli veya Karpaz gibi uzak bir bölgede yaşayan bir kadının şiddete uğraması durumunda kadının yaşayacağı zorluklara dikkat çekerek doğrudan ilgili olmasa da, kadına yönelik şiddeti önlemede önemli olan noktalara da işaret etti.