Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan, Feray Yalçuk’un sunduğu Emeğin Gündemi programına konuk oldu ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Yasa Gücünde Kararname ile maaşlarda yapılacak kesinti kararı ve sonrasında da bu kararın iptal edilmesi ile ilgili konuşan Özkızan, mevcut tartışma içinde bu bir kesintiden ziyade, kamuyu yönetenlerin yükümlülüklerini yerine getiremediği, kaynağı yaratamadığı ve maaşları tam ödeyemeyecekleri için de kesinti şeklinde lanse ettiklerini anlattı.
Ortada bir kamusal kaynak sıkıntısının varlığına da dikkat çeken Özkızan, bu siyasal iradesizliğin bilinçli bir şekilde oluşturulduğunu, kamunun bütün gelir getirici faaliyetlerinin ya özelleştirildiğini, ya içinin boşaltıldığını ya da kamunun elinde kaldıysa bile liyakatsiz bir şekilde yönetildiğini aktardı. Özkızan, mevcut hükümet veya rejim partileri bu siyasal iradesizlik ortamında kurdukları düzenle bir şey yapmak isteseler bile ya Türkiye hükümetlerini ya da ülke içindeki siyasal güç dengelerini karşılarında buluyorlar dedi.
Sermaye Çevreleri Maaşlardan Kesinti Kararından Net Bir Şekilde Çok Memnundur
Özkızan, maaşlardan kesinti kararının geri alınması öncesine baktığımızda, bu karara sadece kendini solda tanımlayan sendikalar değil tüm kamu sendikaların ve kamu çalışanların karşı çıktığını, hatta UBP’nin kendi tabanının da tepki geldiğini gözlemlediklerini söyledi. Kamu çalışanlarının verdiği tepkinin ses getirmesinin sebebi örgütlü ve sendikalı olmalarıdır diyen Özkızan, sendikalı oldukları için greve gidebiliyorlar, belli başlı şeyleri göze alabiliyorlar açıklamasını yaptı. Özkızan, ancak özel sektör çalışanı bırakın kesintiyi, hakkı olan maaşı, iznini, sigortasını alamadığında işini kaybetme korkusuyla sesini çıkaramamaktadır dedi. Özkızan, ülkede, kamuda belli başlı durumlarda istediklerini yaptırabilecek bir kamu çalışanı tabakası mevcuttur açıklaması yaptı. Sermaye çevreleri maaşlardan kesinti kararından net bir şekilde çok memnundur diyen Özkıan, bu kararın geri alınmasında rollerinin olduğunu düşünmüyoruz şeklinde konuştu.
Kamu çalışanları gün geçtikçe ellerindeki ayrıcalığı da kaybediyor diyen Özkızan, alım gücü zayıflıyor, yaşam kalitesi düşüyor dedi. Özkızan, kamu çalışanlarının eskiden para harcamak zorunda olmadığı durumlar vardı, çocuklarını gönül rahatlığıyla devlet okuluna, yaşlılarını da devlet hastanesine götürüyorlardı, ancak şimdi tüm bunları özel hizmetle satın almak zorunda bırakıldıklarını aktardı.
Bütçe odaklı konuşmalarda, biz bütçeyi denkleştirdik söylemi son yıllarda gittikçe anlamsızlaşan bir söylemdir diyen Özkızan, bütçeyi kusursuz yönetseniz bile ülke bütün olarak sermayenin kontrolünde olduğundan, kamu çalışanına istediğiniz kadar artış yapın yine yetmeyecektir ifadelerine yer verdi.
Emeğin Haklarını Savunurken Aynı Zamanda Toplumsal Ve Ekonomik Kalkınmamızı Savunuyoruz
Özkızan, gündemde olan asgari ücret konusuna da değindi ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun lağvedilmesi gerektiğini savundu, tek bir kriter olarak da asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesi gerektiğini aktardı. Kamu maaşında yaşanacak herhangi bir değişiklik bu kriter ile otomatik olarak asgari ücrete de yansıyacak diyen Özkızan, bu şekilde adalet sağlanmış olur açıklamasını yaptı.
Bağımsızlık Yolu olarak biz kapkaççı sermaye veya vur kaç sermaye lafını çok kullanıyoruz diyen Özkızan, bu bir slogan değildir, Kıbrıs’ın kuzeyindeki kapitalizmi analiz ettiğinizde ortaya çıkan bir gözlemdir dedi. Pek çok kapitalist toplumda o toplumun kalkınmasıyla sermayenin kendi kalkınması arasında az veya çok bir paralellik vardır diyen Özkızan, o toplum ekonomik olarak kalkınacak ki sermaye o kalkınmadan aslan payını alsın ifadelerini kullandı. Özkızan, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise ben ne koparırsam kardır, başkası umurumda değildir mantığı yer almaktadır, bunun sebebi de başta Kıbrıs sorunundaki belirsizliktir ifadelerine yer verdi. Ülkemizde sermaye yapısı bu olduğu için bizler Bağımsızlık Yolu olarak, emeğin haklarını savunurken aynı zamanda toplumsal ve ekonomik kalkınmamızı savunuyoruz diyen Özkızan, emek temelli siyaset sadece emeğin kurtuluşu için değil bütün olarak Kıbrıs’ın kuzeyinin kurtuluşudur açıklamasını yaptı.