
Bağımsızlık Yolu Omorfo Bölge Sorumlusu Celal Özkızan, Disiplin Tüzüğü tartışmalarıyla ilgili yaptığı açıklamada üç önemli noktaya dikkat çekti.
Özkızan, ilk olarak Disiplin Tüzüğü’nü savunanların derdinin “dinsel özgürlük” değil, Siyasal İslam dayatması olduğunu vurguladı. Hatırlanacağı üzere hükümetin bir bakanının, “çocuklar haç kolye takarak okula gidebilir mi?” sorusuna “hayır” cevabı verdiğini belirten Özkızan, “O gün hiçbir “din özgürlüğü savunucusu” çıkıp da bunun ayrımcılık olduğunu söylemedi. Çünkü mesele inanç özgürlüğü değil, Siyasal İslam’a özel ayrıcalık yaratmaktır. Türkiye’de “dini özgürlük” adı altında yaratılan karanlığı her gün gözlerimizle görüyoruz” dedi.
İkinci olarak konunun ısrarla “başörtüsü meselesi” olarak yansıtılmaya çalışıldığını söyleyen Özkızan, meselenin çocuk hakları olduğunu belirtti. “Kıbrıs’ın kuzeyinde yetişkinlerin başörtüsü takıp takmaması hiçbir zaman bir sorun olmadı. Dünyada çocuk hakları karnesi en kötü olan anlayışlardan biri Siyasal İslamcılardır. Çocukların kafasına yıkılan okulları onarmaya tenezzül etmeyenler, elbette konuyu çocuk hakları zemininden uzaklaştırıp genel özgürlükler tartışmasına çekmek isteyeceklerdir. Buna izin vermeyelim” ifadelerini kullandı.
Üçüncü olarak, bu tüzüğe karşı çıkanların toplumun her kesiminden insanlar olduğunu hatırlatan Özkızan, “Bu dayatmaya karşı çıkan yüz binlerce Kıbrıslı Türk var. İçlerinde muhafazakâr da var liberal de, dindar da var ateist de, sağcı da var solcu da… Birbirinden çok farklı insanlar, çocuk hakları konusundaki ortak kaygıyla bir araya geliyor” dedi.
Öte yandan tüzükğü destekleyenlere bakıldığında sadece tek tip bir söylem görüldüğünü belirten Özkızan, “Hepsi aynı tornadan çıkmış gibi, “İslam, davamız, dinimiz, Kıbrıs İslam toprağıdır” diyorlar. Çocuk haklarıyla ilgili tek bir söz söylemiyorlar, sadece kendi davalarını öne çıkarıyorlar. Bir tarafta toplumsal bir hassasiyet, diğer tarafta bencil bir hırs var. Karar sizin” diyerek açıklamasını sonlandırdı.