Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan, Feray Yalçuk’un hazırlayıp sunduğu Emeğin Gündemi programına katılarak açıklamalarda bulundu.
Özkızan, programın başında son günlerde hükümette yaşanan kaosa değindi. Özkızan, hükümet edenler için gündemin suni bir gündem olmadığını ama, halk için kim gelirse gelsin hiçbir şeyin değişmeyeceğinden, yaşanan olayları suni bir gündem olarak değerlendirdi. “Müdahale var bunun dile getirilmesi gerekir” şeklinde sürekli açıklamaların yapıldığını söyleyen Özkızan, müdahalenin 1950’lerden beri yapıldığını, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunun zirve yaptığını ancak bunu dile getirenlerin sadece müdahale var demekle yetindiğini bir çözümlerinin olmadığını anlattı. Bu nedenle bu gündem suni bir gündemdir diyen Özkızan, pahalılık bir sorundur ama muhalefetteki herkes için değil ifadelerini kullandı.
Muhalefetin düzene, rejime muhalif olmadığını, Bağımsızlık Yolu hükümete değil muhalefete taliptir derken tam da bunu kastettiklerini, bu düzene, rejime muhalefet olduklarını söyleyen Özkızan, halkın bu koşullarda yaşamak zorunda bırakıldığı bu sisteme muhalifiz dedi.
Hükümet Boşluğundan Çok Muhalefet Boşluğu Var
Bizim ülkemizde ne yazık ki hükümet boşluğundan çok muhalefet boşluğu olduğunu belirten Özkızan, bütün var oluşunu hükümetin kendini düşürdüğü komik durumlarla alay etmek üzerine kurmuş, yaşanan rezilliklerin ne kadar rezil olduğunu anlatmaya adamış bir muhalefet anlayışının varlığına vurgu yaptı ve UBP’nin bu yüzden gittikçe güçlendiğini söyledi.
Özkızan, Kıbrıs’ın kuzeyindeki hükümet aygıtının, hükümette kim olduğundan bağımsız olarak, toplumsal yaşam üzerine nüfus edebilme gücünün kısıtlı olduğunu söyledi. Özkızan, toplumsal hayatın akıp gittiği eğitim, sağlık, barınma, enerji, toplu taşıma, turizm, sanayi ve ticaret gibi sektörlerin ultra zenginler adını verdiğimiz kişilerin ve şirketlerin elinde olduğu bir toplumsal yapının varlığına dikkat çekti. Yapı bu şekildeyken, halk yoksullukla boğuşurken hükümette yapılacakların kısıtlı olduğunu anlatan Özkızan, tüm bu sektörlerde kamusallaşmaya gidilmesi gerektiğini anlattı.
Bir B Planımız Olmalı
Özkızan, Kıbrıslı Türk solunun parçasını olduğunu iddia eden kesimlerde, sağ kesim için federasyonu ortadan kaldırıp kktc’yi tanıtacaklar düşüncesinin hakim olduğunu ancak bunun yersiz olduğunu söyledi. kktc’nin tanıtılmasına, kuzeydeki devletin uluslararası bir statüye sahip olmasına en çok karşı çıkan UBP ve Türkiye’dir diyen Özkızan, buradaki bu illegal düzenden, toplumu kapattıkları yarı açık hapishaneden vazgeçmek istemediklerini söyledi. Muhalefetin Ersin Tatar’a karşı takınacağı tavrın lütfen kktc’yi tanıt, Türkiye’ye karşı ise lütfen bizi tanı şeklinde olmalıdır diyen Özkızan, biz savunmaya geçmeyelim tarih bizim yanımızdadır saçmalayan onlardır şeklinde konuştu.
Kıbrıs’ta bir çözüm, barış ve federasyon için Kıbrıslı çözüm güçlerine çok ciddi bir görev düştüğünü anlatan Özkızan, Ersin Tatar’dan sonra federasyonu savunan bir adayın seçilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını ancak yine Kıbrıslı Elen şovenizminin duvarı ile karşı karşıya kalındığında bir B planının olması gerektiğine değindi.
Özkızan, federasyonu sonuna kadar savunmaya devam etmeliyiz, ama federasyonun hayat bulmadığı bir durumda da B planımızın ne olacağına karar vermeliyiz ifadelerini kullandı. Kıbrıs sorunu çözülene kadar bizim yaşamaya devam etmemiz gerekiyor ve bu şekilde artık yaşayamıyoruz, tanınsın tanınmasın Kıbrıs’ın kuzeyinde akıp giden bir hayat var diyen Özkızan, B planı, biz halkın çıkarlarını nasıl koruyabiliriz sorusuna verdiğimiz cevaptır dedi. B planı ultrazenginlerden alınacak servet vergisiyle kamusal yatırım yapmaktır diyen Özkızan “o kaynakla kamu okullarımızı onaracağız, yenilerini inşa edeceğiz, devlet hastaneleri inşa edeceğiz, kamusal toplu taşıma ağları kuracağız yani giderlerimiz azaltacak hayatımızı kolaylaştıracak yatırımlar yapacağız,” açıklamasını yaptı.