Rahvancıoğlu: Halkın Yerel Yönetimlerde Özne Olabilmesini Sağlamak Gerçek Bir Reform Olacaktır!

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, Mustafa İlkan’ın sunduğu Yurdumun Gündemi programına katılarak Belediyeler Reform Yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Münür Rahvancıoğlu, geçirilen Belediyeler Yasası’nın reform olmadığını, bir dayatma olduğunu, bunu da UBP-DP-YDP hükümetinin, CTP’nin ve hatta halkımızın çok iyi bildiğini söyledi. Rahvancıoğlu, genel olarak yasanın eleştiri ve savunusunda belediyelerin verimliliğinin ön plana çaktığını ama her ne kadar da verimlilik önemli olsa da yere yöneticilik salt verimlilik üzerinden tartışılmamalıdır dedi. Bağımsızlık Yolu için bundan çok daha önemli olanın katılımcılık, demokrasi, ademi merkeziyetçilik ve hatta doğrudan demokrasi ile halkın tüm süreçlere dahil olmasıdır diyen Rahvancıoğlu, sadece verimliliğe bakarsanız en verimli dönem Hitler Almanyası’dır ifadelerini kullandı.

Rahvancıoğlu, yasanın halka götürülmesi, halkla tartışılması ve her yerelde özel sorunların da içine katılarak sağlıklı bir tartışma sürecinin hayata geçirilmesi gerekliliğine vurgu yaptı. Bunu hükümet yapmadı çünkü bir AKP dayatması söz konusuydu diyen Rahvancıoğlu, hükümet bunu yapmıyorsa ana muhalefet partisi CTP yapmalıydı dedi. Rahvancıoğlu, son güne kadar bekleyelim kapının önüne yandaş yığalım, ne kadar ses çıkarabilirsek çıkaralım, bu süreç seçimlerde işimize yarar yaklaşımında olan CTP’nin doğru bir süreç yönetmediğini söyledi.

Halkın Kendi Arzusu, Becerisi Ve İradesiyle Geçirilmemiş Her Yasa Yapaydır, Dayatmadır

Neden böyle hızlıca bu yasa yapıldı sorusuna karşılık olarak Rahvancıoğlu, 2000’li yıllardan beridir AKP’nin belediyeleri birleştirme isteği son zamanlarda şiddetlendi ve bir AKP dayatması olarak hayata geçirilmesi emredildi dedi. Biz tüm açıklamalarımızda bunun bir AKP dayatması olduğunu söyledik diyen Rahvancıoğlu, fakat mecliste temsil edilen ana muhalefet partisi ki kendileri bu yasaya her türlü karşı olduklarını ve mücadele ettiklerini iddia ediyorlar bu dayatmadan, bu AKP dayatmasından söz dahi etmediler açıklamasında bulundu.

Rahvancıoğlu, burada CTP’nin yarattığı esas sıkıntı, bu yasanın sanki de hükümetin tek başına bir marifetiymiş gibi algılanmasını sağlamaktı dedi. Esas emir veren AKP’nin hiç tartışılmadığı, hiç dile getirilmediği bir süreç yürütüldü açıklamasını yapan Rahvancıoğlu, Tufan Erhürman’ın yasayı eleştirirken anlatım bozukluğuna, noktasına, virgülüne kızmasının yarısı kadar bile gerçekten yasayı dayatan aktöre ve halkının iradesine müdahaleye kızmadı açıklamasını yaptı.  Rahvancıoğlu, bu yasa, dünyanın en doğru yasası olsaydı bile dayatmanın dayatma olduğunu, halkın kendi arzusu, becerisi ve iradesiyle geçirilmemiş her yasanın yapay olduğunu aktardı.

Bu sürecin sağlıksız olduğunu şöyle açıklayayım diyen Rahvancıoğlu, “Reddediyoruz gibi çok güzel toplumsallaşmış muhalefet örnekleri varken bu sürecin ana aktörü olan CTP, sorunu sanki de sadece belediye çalışanlarının sorunuymuş gibi yansıttı, Bu Memleket Bizim Platformu ve benzeri toplumsal muhalefetin tüm kesimlerinin dahil olduğu yapıları aktifleştirmedi, mücadelenin nedense tabana yayılmasına izin vermedi” dedi.

Halkın Yerel Yönetimlerde Özne Olabilmesini Sağlamak Gerçek Bir Reform Olacaktır!

Sadece belediye emekçilerinin değil halk için de önemli bir değişiklik olan bu yasaya karşı neden belediye meclis üyelerinin de üzerlerine düşeni yapmadığını soran Mustafa İlkan’a cevaben Rahvancıoğlu, bu kanayan bir yaramızdır diyerek, Cemal Bulutoğluları’nın belediye başkanı olduğu dönemde Çağlayan Parkı’nın isminin Ankara Parkı olarak değiştirildiği süreci anlattı. Çağlayan parkının ismi belediye meclisinde oy birliği ile alınmış bir karar olduğunu hatırlatan Rahvancıoğlu, CTP’nin belediye meclis üyelerinin de parkın isminin değişmesine tamam dediğini hatırlattı. Belediye meclis üyeleri şu anki rejim partileri tarafından pasifleştirilmiştir diyen Rahvancıoğlu, bir sürü belediye ekonomik olarak batmışken bir tane muhalif belediye meclis üyesinin halkı, basını gezip ne için belediyenin ekonomik sorun yaşadığını anlattığını görmedik açıklamasını yaptı.

Bağımsızlık Yolu’nun belediye yönetimleri ile ilgili görüşü nedir sorusuna ise Rahvancıoğlu, “bizim genel anlayışımız Belediye başkanlarının elindeki sınırsız gücün önce belediye meclislerine, oradan da halka aktarılmasıdır. Halkın yerel yönetimlerde özne olabilmesini sağlamak gerçek bir reform olacaktır. Mesele doğrudan demokrasinin çalışmasını sağlamaktır” yanıtını verdi.