Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, ADA TV’de, Nupelda Karabuğday’ın sunduğu Günaydın Ada programına konuk olarak gündemi değerlendirdi.
Elektrik Kesikken Değil Elektrik Kesik Olmadığında Da Elektrik Sorunumuz Var
Yüksek sıcakların ardından gelen elektrik kesintileriyle ilgili olarak Rahvancıoğlu, ‘Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar almayı bekliyoruz. Bugünün geleceğini biliyorduk.’ ifadesini kullandı. Rahvancıoğlu, CTP’nin ve UBP’nin hükümet olduğu zamanlarda Kıb-Tek’ yatırım yapılmadığına değinerek, elektrik kesintilerinin sebebinin mevcut kapasitenin yetersiz kalmasından kaynaklı olduğunu söyledi. Sorunları çözmek için nedenlerini anlayıp, sorunların kaynaklarının ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Rahvancıoğlu, sorunları çözmek için herhangi bir adım atılmadığını ekledi. Kıb-Tek’in ürettiği elektriğin AKSA’dan daha ucuz olduğuna dikkat çekti.
Rahvancıoğlu, sadece elektriğimiz kesikken değil, elektrik kesik olmadığında da elektrik sorunumuz olduğunu söyleyerek elektriğimizin kesilmemesi için önlem almak üzere hükümetleri sıkıştırmanın ve doğru talepleri ortaya koymanın önemine dikkat çekti. Hükümetlerin bilerek elektriği özelleştirdiğini ve tamamıyla AKSA’ya devretme planı olduğundan bahseden Rahvancıoğlu, günün sonunda elektriği daha da pahalıya alacağımızı belirterek, Kıbrıs Türk Hava Yolları battıktan sonraki uçak biletleri fiyatlarını örnek gösterdi.
Artışa Dayalı Politikayla Yapısal Çözüme Ulaşılamaz
Akaryakıta ve elektriğe zam geldikten sonra diğer her şeye gelecek zammın kaçınılmaz olduğunu belirten Rahvancıoğlu, hayatı ucuzlatmak tamamen mümkün değilse bile daha rasyonel politikalarla hayatın daha az pahalılanması sağlanabilir dedi. Rahvancıoğlu, yapılan zamların sonunda asgari ücretin de artması gerektiğini ekleyerek, asgari ücrete zam yapılınca ortalık ayağa kalkıyor fakat akaryakıta beş haftada beş zam gelince aynı tepkileri göremiyoruz ifadelerini kullandı. Sadece artışa dayalı bir politikayla yapısal bir çözüme ulaşılamayacağını vurgulayan Rahvancıoğlu, çözümün sağlık, ulaşım, belli bir kotaya kadar enerji ve internet, barınma gibi yaşamsal ihtiyaçların kamu eliyle karşılandığı sosyal devlet politikası olduğunun altını çizdi. Halkın vatandaşlık görevlerini yerine getirirken devletin ana yasada vaat ettiği yükümlülükleri yerine getirmediğini ekledi.
KDV’lerin Sıfırlanması Halka Değil Patronlara Yarıyor
Rahvancıoğlu, KDV’lerin sıfırlanmasını, gümrük ödeyen tüccarın artık gümrük ödemeyeceği şeklinde açıklayarak halk için yarar sağlamadığını aktardı. Uygulamayı halka yönelik yapmak için KDV iadesi yapılması gerektiğini ekleyen Rahvancıoğlu hükümetin vatandaştan değil patrondan yana olduğuna dikkat çekti.
Kendi Kendimize Ambargo Uyguluyoruz
Devletin otellere içerden ürün alma zorunluluğu getirilmesi gerektiğini belirten Rahvancıoğlu, iç piyasada daha ucuza getirmek için kooperatif tarzıyla çiftçiyi bir araya getirilmesi gerektiğini söyledi. Rahvancıoğlu, inşaat şirketlerinin bir süre sonra üretim yapamayan çiftçinin arazilerini satın aldığına değinerek, Kıbrıs’ın portakal, pekmez, zeytin gibi öz ürünlerinin ne kadar değerli olduğundan bahsetti.
Limanların Özelleştirilmesi Ulaşım ve İthalat Maliyetlerine Artış Olarak Yansıyacak
Rahvancıoğlu, yeni yapılan havalimanıyla ilgili olarak teknik eksikliklerin giderilmesi gerektiğini söyleyerek Türkiye’den gelen mühendislerin buradaki mühendislerle eşgüdüm sağlanmadığı için kendi bildikleri doğrultusunda proje çıkardıklarını, bunu yöneticilerin hatası olarak değerlendirdiğini belirtti. Havaalanıyla ilgili esas noktanın, havaalanın özelleştirilmesinin ulaşım ve ithalat maliyetine ciddi şekilde yansıması olacağına dikkat çeken Rahvancıoğlu, havaalanı yapılması yanlış değil, önemli olan nereye ve nasıl yapıldığıdır ifadesini kullandı.
Nato’ya Girmek İçin Yapılan Avrupa Birliği Pazarlığından Çıkacak Federasyon Fayda Sağlamaz
Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu olarak federasyonla ilgili görüşmelerin yapılmasını olumlu bulduklarını fakat gerçek federasyonu halkların ve emekçilerin mücadelesiyle, halkların kurabileceğini dile getirdi. Ranhvancıoğlu, Nato’ya girmek için yapılan Avrupa Birliği pazarlığından çıkacak federasyonun emekçilere fayda ve kalıcı sonuç sağlamayacağını ifade ederek bunun hayatın emekçiler için kolaylaşması değil şirketlerin ve devletlerin karlarını maksimize etmek için atılan adımlar olduğunu aktardı. Kapalı kapıların ardında yapılan görüşmelerin örneklerini yaşadığımıza değinen Rahvancıoğlu, halkların özne olmadığı hiçbir çözümün hayata geçemeyeceğini, geçse de sürdürülemeyeceğini vurguladı.
Bölünmüşlük Kıbrıs Gibi Bir Coğrafyada Rasyonel Değil
Bölünmüşlüğün Kıbrıs gibi bir coğrafya için rasyonel olmadığını söyleyen Rahvancıoğlu, bölünmüş yapının hem birbirine kırdırılarak yönetilme hem de kendi haklarımızı savunabilecek kapasitede olamamamıza yol açtığına dikkat çekti. Rahvancıoğlu, bu adada yaşayan insanlar adayla ilgili kendileri karar vermek istiyorsa kendi aralarında anlaşıp birbirlerine düşürülmemesi gerektiğini belirterek köken tartışması yapılarak insanları birbirine kırdırmanın başkalarının işine yaracağına dikkat çekti. Çözümün, bugünün sorunlarından örgütlenip barışa ihtiyaç duyan insanların barış mücadelesi vermesini sağlamaktan geçtiğini aktaran Rahvancıoğlu, meselenin beklentinin nereye kurulduğuyla ilgili olduğuna değinerek, beklentiyi kendi halkımızın üstüne kuruyoruz dedi.
İnşaat Şirketleri Bu Ülkeye Girişi Kontrol Eden Aparatlar Haline Geldi Rahvancıoğlu, derhal online vize uygulamasına geçilerek, ülkeye girişlerde muhaceret denetimlerinin arttırılması gerektiğini vurgulayarak elini kolunu sallayarak Dünya’nın herhangi bir yerinden herhangi bir kişinin adaya gelebileceğine değindi. İnşaat şirketlerinin referans mektubuyla İranlıların sorgusuz sualsiz ülkeye girmesini sağladığına dikkat çekerek inşaat şirketlerinin bu ülkeye girişi kontrol eden aparatlar haline geldiğinin altını çizdi. Rahvancıoğlu, ‘Bu memleketi halk mı yönetecek, şirketler mi yönetecek bir an önce karar vermemiz lazım.’ ifadesini kullandı.