“Ekonomiyi canlandıracağız” iddiasıyla Kıbrıslı Türk halkının yarattığı sıfır vaka sayısını yerle bir eden hükümet, şimdi de panik içerisinde önlem almaya çalışmaktadır. Bu önlemlerin de her zamanki usulle iki ileri bir geri, şimdi söylerim yarın inkar ederim metoduyla ve kendilerine yakışan bir ciddiyetsizlik, beceriksizlik, öngörüsüzlük ve savruklukla yürürlüğe konmaya çalışıldığını gözlemlemekteyiz.
Sağlık için alınan tedbirlerin ilk ve en önemli mağdurları olan küçük esnaf ve özel sektör emekçileri büyük bir tedirginlik içerisinde başlarına ne geleceğini beklemektedirler. 2018 yılında yaşanan ekonomik krizin yaraları sarılamadan emekçileri vuran pandemi ve kapanma süreci; emekçiler için büyük bir yıkım yaratmıştır. Hemen ardından gelen açılma süreci ise yaşanan felaketin görünür olması dışında hiçbir şeye hizmet etmemiş, döviz krizi ile birlikte çalışan sınıfların belinin daha da bükülmesine neden olmuştur.
Şimdi yeni kapanma tedbirlerinden söz edilir, yeni önlemlerden bahsedilirken emekçi sınıfların ve esnafın; hükümet tarafından yaratılan bu sağlık kaosunun bedelini ödeyecek takati olmadığını vurgularız. 14 Mart tarihinde yaşanan kapanma süreci esnafın kullanmadığı binalara kira ödemek zorunda bırakıldığı ama emekçilerin işe gitmediler gerekçesi ile maaşlarını alamadığı bir rezalet olarak gerçekleşti. Hükümet sözde ve sahte bir “işten durdurma yasağı” ilan ederken, işçiler yüzlerce kişilik gruplar halinde işten atıldı. Emekçilerin kendi yatırımları ile oluşturdukları işsizlik sigortası, yasa gücünde kararname ile yarıya düşürüldü ve binlerce işçi güvencesizliğe terk edildi.
Bugün eğer bir kapanmadan söz edilecekse; emekçi sınıflara asgari bir gelir güvencesi sağlanmadan bunun kabul edilebilir olmayacağı bilinmelidir. Emekçiler sırf hükümet koltuklarında oturan beceriksizler her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırdılar diye ya sağlık ya açlık ikilemine sıkıştırılamaz, bu kabul edilemez! Kiraların ertelenmesi değil dondurulması, temel elektrik ve su harcamalarının ücretsiz sunulması, banka kredilerinin faizsiz ötelenmesi, temel gelir desteği sağlanması, güneyde çalışan emekçilerin işlerine ulaşabilmeleri için gerekli önlemlerin alınması, işten çıkarmaların gerçekten yasaklanması veya makul bir işsizlik maaşı sağlanması söz konusu değilse; hükümet emekçilerden fedakarlık istemeyi aklının ucundan bile geçirmesin.
Bağımsızlık Yolu, sözde okumuş, sözde uzman, sözde yönetici sıfatı ile ortalarda dolaşan beceriksizler takımının kendi kabahatlerinin bedelini emekçi sınıflara ödetmesine göz yummayacak, sessiz kalmayacaktır. Ya açlık ya sağlık ikilemini kabul etmeyeceğiz! Sizin hatalarınızın bedelini ödemeyeceğiz! Ekmeğimize el uzatacak olanlar hesabını buna göre yapsın!
Bağımsızlık Yolu (a)
Gazi Gök
Bağımsızlık Yolu Örgütlenme Sekreteri