Devlet Hastanelerinde Kürtaj da Tüp Bebek Tedavisi de Ücretsiz Olmalı!

Ülkemizde 2017 yılında “Fetüs Davası” olarak bilinen yasadışı kürtajla ilgili ceza davalarının gündem olduğu dönemde kürtaj hakkı, ne yazık ki süre üzerinden iki mutlak görüşün yükseltilmesi yüzünden sağlıklı bir şekilde tartışılamamıştı.

Kadının bedeni üzerinde mutlak bir hakkı olduğu yönündeki ultra özgürlükçü görüş ile kürtajın bir katillik olduğu aşırı muhafazakar görüş birbiriyle kavgaya tutuşurken bilgisizlikten dolayı yasal kürtaj süresini kaçıran yahut maddi imkansızlıklar sebebiyle operasyonun özel sağlık kurumlarındaki ücretini karşılayamayan kadınlar istenmeyen gebelik yanında ceza davalarına da maruz kalmışlardı.

4’lü koalisyon döneminden beri gündeme gelen bu soruna bugüne kadar Meclis’te yasal bir düzenleme ile bir çözüm bulunamadığı yetmez gibi, hükümete gelen partilerin hiçbiri devlet hastanelerinde kürtaj yapılabilmesi için bir icraatta bulunmamıştır. Bugüne gelindiğinde yine bir kadının gebeliğin yasadışı sonlandırılması suçu ile Ceza Mahkemesine çıkarıldığını görüyoruz.

Bilindiği gibi ülkemizde cinsel sağlık ile ilgili yeterli ve gerekli eğitim verilmemekte ve bu alanda da sosyal hizmet sağlanmamaktadır. Yakın geçmişte gündeme gelen çocuk sahibi çocukların varlığı, yani 18 yaşından küçüklerin ebeveyn olması da, cinsel sağlıkla ilgili eğitim ve sosyal desteğin sağlanmamasının en vahim sonucudur!

Cinsel hastalıklardan korunmayı ve doğum kontrolünü sağlayan ilaçlar ve araçların oldukça pahalı olması, bu konudaki bilinçsizlik kadar bu yöntemlere erişimin önündeki engellerin başında gelir. Yine, kürtajın devlet hastanelerinde ücretsiz olarak yapılmaması da, süreyle ilgili bilgisizlikten doğan gecikmeler dışında dar gelirli kadınların istenmeyen gebeliği sonlandırmasını imkansız hale getiriyor.

Bağımsızlık Yolu olarak 2017’den beri, Ceza Yasası’nda tadilat gidilerek gebeliğin yasa dışı sonlandırılması ile ilgili maddeye ceza takdir edilirken devletin istenmeyen gebeliğin önlenmesi ve sonlandırılmasıyla ilgili eğitim, sosyal hizmet ve bilhassa sağlık alanında vermiş olduğu hizmetlerin göz önünde bulundurulmasının yasal bir kriter olarak konması gerektiğini savunuyoruz. Devletin ücretsiz kürtaj yapmadığı koşullarda kadınların yasal süresi içinde ücretini ödeyemediği için kürtaj yaptıramamasının yasal olarak bir müdafaa sebebi sayılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü devlet vermediğini alamaz! Doğum kontrolünü sağlayan ilaç ve araçlarına ücretsiz erişim sağlamayan, istenmeyen gebeliğin sonlandırılması için ücretsiz kamusal sağlık hizmeti vermeyen, çocuklara yumurtlama dönemini, doğum kontrolünü, cinsel hastalıklardan korunmayı öğretmeyen devlet yoksul ve genç kadınları bu suça itmektedir. Ancak bu konuda sadece Ceza Yasası tadilatı yeterli değildir. Kürtaj yanında istenildiği halde çocuk sahibi olamayan kimselerin tüp bebek vb tedavisi de anayasal bir hak olan ücretsiz, kamusal sağlık hakkının bir parçası olarak devlet hastanelerinde ücretsiz olarak yapılmalıdır.

Doğum kontrolü araçları ve ilaçları Sosyal Sigorta kapsamına alınarak bu ilaçlara ve araçlara erişim tüm sigortalılar için kolaylaştırılmalıdır.

Keza, Sosyal Hizmetler yargılanmakta olan bu durumdaki yoksul kadınlara sosyal destek olarak adli yardım sağlamalıdır.

Aradan geçen 8 senelik süre zarfında, okullardaki cinsel sağlık derslerini kaldıran, devlet hastanelerinde kürtaj yapılması için hiçbir icraatta bulunmayan, doğum kontrolü ilaçlarına ve araçlarına erişimi kolaylaştırmayan tüm hükümet eden partilerin ve Ceza Yasası’nı tadil etmeyen tüm vekillerin çocuk ebeveynlerde de, yasadışı gebeliğin sonlandırılması suçundan yargılanan genç ve yoksul kadınların mağduriyetinde sorumluluğu vardır!

Bu ülkede yargılanması gereken genç ve yoksul kadınlar değil; çocukları koruyacak eğitimi ve sosyal hizmeti vermeyen, kadınların en temel üreme haklarını sağlamayıp hapse sokulmasına çanak tutan bakanlar ve vekillerdir!

Bağımsızlık Yolu (a)

Cansu N. Nazlı

Parti Meclisi Üyesi