Bağımsızlık Yolu, temel bir insan hakkı olan enerjinin, aydınlatmadan ısıtmaya, tarımsal üretimden günlük yaşamın sürdürülmesine kadar yaşamsal bir işleve sahip olduğunu belirterek AKSA Kalecik Santrali’nin kamulaştırılmasına yönelik yasa önerisi hazırladı. Enerji politikasının temelinde, toplumun çıkarlarını ve ekoloji ile uyumunu gözeten, merkezi olarak planlanmış bir üretim yer alması gerektiğini ifade eden Bağımsızlık Yolu, bu ilkenin, devlet eliyle yürütülen kamusal bir hizmeti gerekli kıldığını belirtti.
Hem dünyada hem de ülkemizde, başlangıçta öne sürülen iddiaların aksine enerjide yapılan özelleştirmelerin büyük bir başarısızlıkla sonuçlandığını açıklayan Bağımsızlık Yolu, elektrik üretiminin kamudan alınıp piyasaya açıldığı yıllardan bu yana pek çok devletin, kamunun kaynaklarını kullanarak elektrik şirketlerini, teşviklerle, muafiyetlerle, alım garantileriyle desteklemek zorunda kaldığını ifade etti. Bağımsızlık Yolu, elektriğin buna rağmen yüksek maliyetlerle üretildiğini, halka yüksek fiyatlarla satıldığını ve halkın enerji yoksulluğu yaşadığını vurguladı.
Devletleştirme Politikalarının Temelinde İnsan Hakları ve Toplumsal Menfaat Hedeflenir
Başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde elektrik hizmetlerinde kamuya dönüş örneklerinin görüldüğüne dikkat çeken Bağımsızlık Yolu, re-municipalisation (Yeniden belediyecilik/belediyeleştirme) hareketi konusunda Kamu Hizmetlerini Geri Kazanmak (Reclaiming Public Services) başlıklı yayında, 835 örnek olaydan 692’sinin kamuya geriye dönüş, 143’ünün ise yeni kamu şirketlerinin oluşturulması yönünde olduğunu belirtti. Bağımsızlık Yolu, örnek olayların 445’inde sürenin bitmesinden sonra özel firma ile sözleşme yenilenmediğini, 136’sında sözleşmelerin süresi içinde sonlandırıldığını ve 46’sında çeşitli nedenlerle özel işletmecilerin hisselerini sattığını veya çekildiğini ortaya koydu. Bağımsızlık Yolu, Almanya’da enerji sektöründe, Fransa’da ise su hizmetlerinde ortaya çıkan bu devletleştirme politikalarının temelinde insan hakları ve toplumsal menfaatin hedeflendiğini açıkladı.
Ek Protokoller ve Sözleşmelerle Halk Elektrik Hakkından Mahrum Edildi
Ülkemizde, 2000 yılından bu yana alınan çeşitli Bakanlar Kurulu kararları ile enerjide özelleştirmeye gidildiğini hatırlatan Bağımsızlık Yolu, AKSA Enerji Üretim AŞ ile KIB-TEK arasında Kalecik Enerji Santrali için defalarca sözleşme yapılmasını eleştirdi. Bağımsızlık Yolu, başlangıçta santralin kurulması, 5 yıllık kiralama ve hizmet alımı şeklinde planlanan sürecin, yapılan ek protokoller ve sözleşmelerin yenilenmesi sonucunda alım garantisinin sürekli artırıldığı, Elektrik Kurumu’na ait kamusal santralin düşük kapasite çalıştırıldığı, milyonlarca Dolarlık kamu kaynağının AKSA’ya aktarıldığı, elektrik fiyatlarının fahiş bir şekilde yükseldiği ve hatta halkın elektrik hakkından mahrum edildiği bir yola girildiğini belirtti.
AKSA Kalecik Enerji Santrali’nin Devletleştirilmesi Gerekir
Bağımsızlık Yolu, Anayasa’nın 43’üncü maddesinde yer alan, “Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel girişimler ve yabancılara ait taşınır ve taşınmaz mallar, kamu yararının gerektirdiği durumlarda, gerçek karşılıkları yasada gösterilen şekilde ödenmek koşuluyla devletleştirilebilir” kuralına dayanarak, AKSA Kalecik Enerji Santrali’nin devletleştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Halihazırda şirkete gerçek karşılığından çok daha faza ödeme yapılmış olduğuna dikkat çeken Bağımsızlık Yolu, yeni bir ödeme yapılmaması veya karşılıklı mahsuplaşma şeklinde ödeme yapılmış kabul edilmesinin, Anayasa’nın ve hukukun temelini oluşturan “kamu yararı” ilkesine uygun olacağı yönünde açıklama yaptı.
Bağımsızlık Yolu, Devletleştirme Yasa Önerisi’nin gerekçesinde, devletleştirmenin neden bedelsiz yapılması gerektiğinin ve bedelinin zaten fazlasıyla ödenmiş olduğunun ortaya konması amacıyla, AKSA’ya haksız veya gereksiz yere ödenen miktarların dökümünü ortaya koyan Sayıştay Başkanlığı’nın Şubat 2012 tarihli raporunu paylaştı.
AKSA Şirketi Başından Beri Sözleşme Kurallarına Uymadı
Bağımsızlık Yolu, Sayıştay Raporu’nda yer alan “Aksa Enerji Üretim AŞ’nin mevcut sözleşme ve buna bağlı olarak yapılan protokollerin özüne uygun olarak davranmaktan imtina ettiği ve her ne kadar iletim hatları ile ilgili yer problemi neden gösterilse de aslında, AKSA Şirketi’nin başından beri sözleşme kurallarına uymadığı taahhüt ettiği enerji üretim seviyesine hiçbir zaman gelemediği, Sözleşmede belirtilen fazla enerjinin sadece Yakıt Bedeli ödenerek alınması gerektiği halde bunun da ‘Kira+Yakıt’ bedelinden ödenerek alınmasını sağlandığı hatta çevre açısından da büyük önem arz eden filtre ve arıtma tesislerini kurmak yerine ceza ödemeyi tercih ettiği tespit edilmiştir” maddesine dikkat çekti.
Sayıştay Raporu’nda ayrıca;
Kıbrıs-Kalecik Sözleşmesi’nin özüne protokollerle müdahale edilerek enerji alım garantisine karşılık Kurum’a devredilecek yatırım dengesinin yapısal değişikliğe uğratılarak bozulduğu, buna göre tespit edilen Aksa Enerji Üretim AŞ’nin eksik yatırım bedeli olan 2,142,000 USD’ın kira bedelinden düşülmediği ve/veya bu miktar kadar Kurum’a yatırım yapılmadığı,
Bakanlar Kurulu’nun 11.02.2009 tarih ve S(K-II)531-2009 nolu kararı ve bu kararı değiştiren 18.02.2009 tarih ve S(K-II)590-2009 nolu kararıyla İhaleye çıkılmadan Kalecik-II Sözleşmesi’nin imzalandığı,
Yapılan enerji alım garantisi antlaşmaları nedeni ile Teknecik Buhar Santralleri’nin kurulu gücünün %56’sını; Teknecik Dizel Santralarının %14’ünü kullandıkları, ancak Kalecik Santralı’nın kurulu gücünün %71’ini kullandığı,
Kurum Santralleri’nce bir yılda karşılanamayacak 210 MW üzerindeki anlık pik yük talebinin 417 saata (17 gün) denk geldiği, ancak “enerji alım garantisinin” 8760 saate (365 gün) denk gelen taahhütlere dayandırıldığı, bu nedenle alım garantisi yönteminin 2010-2024 yılı öngörüleri hizmet bedeli esasına dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre 1,085,663,651 USD’lık mali külfete sebep olacağı,
Kıb-Tek’in mevcut kapasitesi ile üretemeyeceği enerji miktarının yıllar itibarı ile artacağı düşünülerek Elektrik Kurumu Santraller sorumlusundan alınan bilgiler ışığında yapılan hesaplamaya göre 2010-2016 devresinde hizmet bedeli olarak 457.625.363.-USD fazladan ödeme yapılacağı,
Sadece kira bedeli ödenmesi halinde dahi, 2010-2024 döneminde Aksa Enerji Üretim AŞ’ye ihtiyaç fazlası 302.729.644.-USD ödeme yapılacağı, bugün itibariyle de söz konusu tutarın 232.576.120.-EURO denk geldiği ve bu durumda da yaklaşık 9 milyon Euro’ya mal olan santrallerden 26 adet alınabileceği,
Ek Protokol-1 Taslağı ile Kalecik-II Sözleşmesi’nin özüne müdahale edilerek taahhüt edilen enerji alım garantisinin, talep yetersizliği nedeni ile ilk kez Kıb-Tek tarafından alınamayacak enerji miktarlarının (eksik enerji) doğması ile yapısal değişikliğe uğratıldığı,
Teknecik Buhar Ünitelerinin düşük seviyede çalıştırılmasından dolayı 2013-2016 döneminde 21,720 tonluk gereksiz yakıt maliyetinin oluşacağı, bunun ise Kurum’a 15,204,000 USD’a mal olacağı,
Ek Protokol-1 Taslağı uygulamaya konsa bile yine 2015 yılından itibaren, öngörülen pik yük talebini karşılama yetersizliğinin yeniden gündemde olacağı, bu cihetle “enerji alım garantisi” yönteminin çözüm olamayacağı, dolayısı ile Kurumun enerji üretim artırımına yönelik yatırım yapma gereğinin kaçınılmaz olduğu, aksi yapıldığı veya aynı firma ile devam edildiği takdirde enerji sektöründe tekelleşmeye doğru gidileceği maddelerini öne çıkaran Bağımsızlık Yolu, AKSA A.Ş. ile alım garantili sözleşmelerin ve kamusal kaynaklardan fazlasıyla yapılan ödemelerin devam etmesini eleştirdi.
Kıbrıslı Türk Halkının AKSA’dan Alacağı Vardır
Elektriğin ticari mal gibi kabul edilemez olduğunu ifade eden Bağımsızlık Yolu, elektriğin kamusal bir hak ve halkın kullanımında olan zorunlu bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Bağımsızlık Yolu elektriğin, üretiminin, dağıtımının, erişilebilirliğinin, fiyatının piyasa tarafından değil, toplum yararı gözetilerek devlet tarafından belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Bu nedenle özel elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin devletleştirilmesi gerektiğini ifade eden Bağımsızlık Yolu, enerjiyi temel bir kamu hizmeti olmaktan çıkarıp sermaye için kârlı bir faaliyet alanına dönüştüren sözleşmelerin, bu temel hakkın kullanımını büyük ölçüde engellediğini ve kamuyu zarara uğrattığını açıkladı. Bağımsızlık Yolu, yaptığı açıklamada “Özelleştirmeden dolayı kamusal kaynakları uzun yıllardır sömürmüş olan bir şirkete, devletleştirilmesi esnasında herhangi bir ödeme yapılmasının hiçbir hukuki veya ahlaki karşılığı bulunmadığı gibi toplum vicdanında da karşılığı yoktur. Bilakis, Kıbrıslı Türk halkının ve gelecek kuşakların AKSA’dan alacağı vardır” ifadelerini kullandı.
Bağımsızlık Yolu, devletleştirmenin temel hukuki prensiplerinden olan “Devletleştirilecek özel teşebbüsün yaptığı hizmet veya üretiminin ülke çapında kamu ihtiyacına hitap etmesi” ve “Hizmet veya üretimin yavaşlatılması veya durdurulması halinde kamunun büyük zarar görmesi” hususlarının AKSA Kalecik Santrali için tamamen geçerli olduğuna dikkat çekti. Devletleştirme esnasında çalışanların haklarının korunmasının da çağdaş iş hukukunun gereği olduğunu belirten Bağımsızlık Yolu, bu Yasa Önerisi ile bir yandan kamu yararı amaçlanırken öte yandan çalışanların menfaatinin gözetildiğini açıkladı. Bağımsızlık Yolu, AKSA çalışanlarının mağduriyet yaşamaması amacıyla, devletleştirme esnasında çalışanların haklarının korunmasının da kural altına alındığını ifade etti.
AKSA Kalecik Santrali’nin Kamulaştırılması Yasa Önerisinin Tam Metni
AKSA KALECİK SANTRALİNİN DEVLETLEŞTİRİLMESİ (GEÇİCİ VE ÖZEL KURALLAR) YASA ÖNERİSİ | |||||
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar: | |||||
Kısa İsim | 1. Bu Yasa, “AKSA Kalecik Santralinin Devletleştirilmesi (Geçici ve Özel Kurallar) Yasası” olarak isimlendirilir. | ||||
Amaç | 2. Bu Yasanın amacı, kamu hizmeti niteliği taşıyan bir özel girişim olan AKSA Kalecik Santralinin, kamu yararı ilkesine ve Anayasa’nın 43’üncü maddesinde uygun olarak, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumuna devredilerek devletleştirilmesi; geçmiş yıllarda yapılmış olan ödemeler ile gerçek karşılığının ödenmiş sayılması; kamu kaynaklarının israfının önlenmesi; çalışanların haklarının korunması; ve enerji ihtiyacının merkezi planlamayla ekonomik bir şekilde karşılanmasıdır. | ||||
Kapsam | 3. Bu Yasa, Pafta/Harita 15/22, Parsel 141/1 ve 242’de bulunan 9-0-200 ayakkarelik arazideki AKSA Kalecik Santralinin tüm bina ve eklentileri ile santralde yer alan her türlü taşınır malı, makine, demirbaş, ayniyat, büro malzemesi ve araç-gereci, üniteyi, motoru, akaryakıtı, kazan ve türibinleri, baca gazı temizleme sistemlerini ve benzeri her türlü üretim aracını kapsar. | ||||
Devletleştirme | 4. AKSA Kalecik Santrali, yukarıdaki 4’üncü maddede belirtilen tüm aksam ve eklentileriyle birlikte Kıbrıs Türk Elektrik Kurumuna devredilerek devletleştirilir ve bugüne kadar yapılan ödemelerle mahsuplaşıldığı kabul edilerek Devletleştirme için herhangi bir ödeme yapılmaz. | ||||
Çalışanların Hakları | 5. | (1) | Bu Yasa yürürlüğe girdiği tarihte AKSA Kalecik Santralinde, geçerli bir hizmet akdi ve/veya toplu iş sözleşmesi tahtında ve yasal statüde çalışmakta olan her düzeydeki çalışan, hizmet akdi ve/veya toplu iş sözleşmesi süresinin sonuna kadar, maaş ve özlük hakları korunarak çalıştırılmaya devam edilir ve maaşları Kurum tarafından ödenir. Ancak bu süre hiçbir şekilde 1 yılı geçemez. | ||
(2) | Santralin personel ihtiyacının ve çalışanların yasal haklarının belirlenmesi amacıyla, bu Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ay içerisinde 5 kişilik bir Komisyon kurulur. Bu Komisyonda; | ||||
(A) | Çalışma işleriyle görevli Bakanlığın görevlendireceği 1 temsilci (Başkan) | ||||
(B) | Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulunun görevlendireceği 2 kişi (Üye) | ||||
(C) | Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunda en çok üyeye sahip sendikanın 1 temsilcisi (Üye) | ||||
(Ç) | Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliğinin 1 temsilcisi (Üye) | ||||
22/1992 30/1993 25/2000 51/2002 15/2004 50/2010 23/2015 | (3) | Yukarıdaki (2)’nci fıkrada belirtilen Komisyon, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en fazla 1 yıl içerisinde, santralin personel ihtiyacını belirleyerek, önceliği yasal statüde çalışmakta olan personele verecek şekilde istihdam ve işten durdurma politikasını belirler. Çalışmaya devam edecek olan personel, Komisyon tarafından Kıbrıs Türk Elektrik Kurumuna istihdam edilir. İş akdine son verilecek olan personelin İş Yasası ve diğer mevzuat çerçevesindeki tazminat ve diğer hakları Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu tarafından ödenir. | |||
(4) | Komisyonun toplantı yeter sayısı 3 olup kararlar en az 3 kişinin olumlu oyu ile alınır. Kararlar tutanağa geçirilir. Gerektiğinde Hukuk Dairesinden görüş alınabileceği gibi toplantılara bilgi ve görüşlerine ihtiyaç duyulan daire veya kurumlar davet edilebilir. | ||||
Geçersiz İşlemler | 6. Bu Yasa Önerisinin Resmi Gazete EK VI’da yayımlanmasından yürürlüğe girmesine kadar olan sürede, bu Yasanın 4’üncü maddesinde kapsamı belirtilen her türlü taşınmaz ve taşınır malın ve üretim araçlarının kısmen veya tamamen devir ve temliki; tesisi zarar uğratacak veya borç altına sokacak veya mal varlığının azalmasına neden olacak nitelikteki ivazlı ve ivazsız bütün tasarruf ve işlemler geçersizdir. | ||||
Yürürlüğe Giriş | 7. Bu Yasa Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren yürürlüğe girer. | ||||
Bağımsızlık Yolu, açıklamasında “Madde Gerekçelerine” de yer verdi.
- Maddenin gerekçesi: Yasa tekniğine uygun olarak Yasanın kısa ismi düzenlenmiştir. Devletleştirme tamamlandığı zaman bu yasanın bir geçerliliği kalmayacağından geçici kurallar yasası olduğu; ve yürürlükteki diğer yasalardan öncelikli uygulanacağından dolayı özel kuralar içerdiği, isimde belirtilmiştir.
- Maddenin gerekçesi: Yasanın amacı açıklanarak genel gerekçede detaylı olarak belirtilen sebeplerle devletleştirme niyeti ortaya konmuştur. Mevcut mevzuat ve uygulamaya göre elektrik enerjisi üretim ve dağıtımı Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun sorumluluğunda olduğundan, devletleştirme sonrası AKSA Kalecik Santralinin bu Kuruma devredileceği belirtilmiştir.
- Maddenin gerekçesi: Devletleştirmenin kapsamına neler gireceği açıklanmış; üretimin aksamadan verimli bir şekilde sürdürülebilmesi için tüm taşınmaz ve taşınız mallar ve bilhassa üretim araçları kapsama alınmıştır.
- Maddenin gerekçesi: Devletleştirmenin yapılacağı ve genel gerekçede detaylı olarak yer alan Sayıştay raporlarından da görülebileceği üzere, bedelin fazlasıyla ödendiği sebebiyle herhangi bir ödeme yapılmayacağı belirtilmiştir. Özelleştirmeden dolayı kamusal kaynakları uzun yıllardır sömürmüş olan bir şirkete, devletleştirilmesi esnasında herhangi bir ödeme yapılmasının hiçbir hukuki veya ahlaki karşılığı bulunmadığı gibi toplum vicdanında da karşılığı yoktur.
- Maddenin gerekçesi: Devletleştirme sonrasında gerek elektrik üretiminin aksamaması gerekse de çalışanların mağdur olmaması amacıyla düzenleme yapılmış; hizmet akitleri ve/veya toplu iş sözleşmeleri süresince çalışanların aynen devam etmesinin ve bunun maliyetinin Elektrik Kurumu tarafından karşılanmasının hakkaniyetli olacağı düşünülmüştür. Ancak 1 yıllık geçiş süreci içerisinde personel ihtiyacının bilimsel olarak belirlenmesinin ardından ve bazı çalışanlar işe devam ederken bazılarını da İş Yasası ve diğer mevzuat çerçevesinde haklarını alarak işten durdurulması gerekebilecektir. Tüm bunları adilane bir şekilde yönetmek amacıyla devlet (Çalışma Bakanlığı), Elektrik Kurumu, sendika ve meslek birliği temsilcilerinden bir Komisyon oluşturulmuştur.
- Maddenin gerekçesi: Yasa tasarı ve önerilerinin Resmi Gazete’de halkın bilgisine sunulması ile yürürlüğe girmesi arasında uzun bir zaman geçebilmektedir. Bu süreçte taşınır ve taşınmaz mal varlığı, üretim araçları ve hakların kamu menfaatine korunması amacıyla bir madde düzenlenerek devir işlemleri geçersiz sayılmıştır.
- Maddenin gerekçesi: Anayasa gereği Yasanın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girişi düzenlenmiştir.