Emekçilerin Hakkını Kim Savunur, Nasıl Savunur?

Kısa bir süre önce Bağımsızlık Yolu olarak Kiler Süpermarket’in 3 farklı şubesinin önünde bir protesto ve bildiri dağıtımı gerçekleştirdik. Amacımız, Kiler Market şubelerinde kasiyer çalışanlarının taburelerinin toplatılmasını ve emekçilerin tüm gün ayakta insanlık dışı koşullarda çalıştırılmasını protesto etmek ve bu konuyu kamuoyuna taşımaktı. Bu protestomuz toplumda ciddi bir ses getirdi. Bunun üzerine, iki önemli konuyu açıklığa kavuşturma ihtiyacı duyuyoruz.

Birincisi, Bağımsızlık Yolu olarak emekçilerin sorununun ancak emekçiler tarafından çözülebileceğini düşünüyoruz. Bir sorunun öznesi kimse, çözümü de onun ellerindedir. Protestomuzu da, kendimizi o işyerlerindeki emekçilerin yerine koyup emekçiler adına söz söylemek amacıyla değil, emekçilerin ne türden güvencesiz koşullar altında çalıştığına dikkat çekip, özel sektörde sendikalaşmanın ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha dile getirmek amacıyla gerçekleştirdik. İdeal olan, emekçilerin kendi öz özgütlenmeleri, yani sendikaları aracılığıyla sorunlarını dile getirmesi, ve Bağımsızlık Yolu’nun da buna destek çıkıp emekçilerinin sesinin yaygınlaşmasını sağlamaktır. Ancak, içinde bulunduğumuz kuralsız ve acımasız sermaye düzeni koşullarında, özel sektör emekçileri en ağır sorunlarını bile dile getirmekten korkuyor, yasadan doğan en temel haklarını bile talep etmekten çekiniyor. İşte Bağımsızlık Yolu, bu koşullar altında protestosunu gerçekleştirme ihtiyacı duymuştur. Yine de, protestoda dağıttığımız bildirilerde, çözümün özel sektörde sendikalaşmadan geçtiğini açıkça dile getirdik, çünkü Bağımsızlık Yolu kendini emekçilerin bir kurtarıcısı olarak görmez, aksine, emekçilerin kendi öz mücadelesini verebileceği koşulların yaratılması sürecinin sadece bir parçası olarak görür.

Kısacası, Bağımsızlık Yolu emekçilerin partisidir. Bu nedenle, Bağımsızlık Yolu’nun başarısı, başta özel sektör çalışanları olmak üzere emekçilerin örgütlenebilmesiyle mümkündür. Bağımsızlık Yolu halk içinde ne kadar popüler olursa olsun, protestoları ve sözü kadar olumlu karşılanırsa karşılansın, ne kadar milletvekiliyle meclise girerse girsin ve hatta hükümete gelsin, emekçiler yaygın ve güçlü bir biçimde örgütlü olmadığı müddetçe, Bağımsızlık Yolu’nun mücadelesi de sınırlı kalmaya mahkûmdur.

İkincisi, özel sektör emekçilerinin yaygın ve güçlü bir biçimde örgütlü olması çok ileri bir adım olsa da, en son adım değildir. Kapitalizm, yaygın adıyla piyasa ekonomisi, ya da ülkemizdeki adıyla özel sektör ekonomisi, doğası gereği emekçi karşıtı bir sistemdir. Kapitalizmde emekçiler, sermayedarların kâr elde etme yolunda kullandıkları bir araç olarak görülürler. İnsan doğasının, toplumsal özgürlük ve refahın kaçınılmaz bir unsuru olan çalışmak ve emek harcamak, kapitalizmde insana, özgürlüğe ve refaha değil, sermayedarların servetlerini biriktirmesine ve toplumsal yaşamın özel çıkar, eşitsizlik, sınıf ayrımı ve sömürü etrafında seferber edilmesine yarar. Bu nedenle emekçilerin mutlak kurtuluşu, ancak kapitalist bir toplumsal yaşamdan halkçı bir toplumsal yaşama, kâr odaklı bir ekonomiden refah ve toplumsal fayda odaklı bir ekonomiye, özel çıkarların egemenliğiden halkçı çıkarların egemenliğine, sömürü düzeninden dayanışma düzenine, sermaye düzeninden kamucu bir düzene geçmekle mümkün olacaktır.

Kiler Süpermarket şubelerinde yaşanan emekçi karşıtı çalışma koşulları, ne sadece Kiler Süpermarket’e, ne de sadece ülkemize özgüdür. Kapitalizmin yaşadığı her yerde, benzer örnekler görülebilir. Örneğin ABD’de ve Kanada’da patronlar tarafından kasiyerlerin oturmasının engellenmesi çok yaygın bir sorundur. Almanya’da süpermarketlerde bu sorun yaşanmasa da, pek çok alışveriş merkezinde ve konfeksiyon mağazasında çalışanların oturmasına izin verilmemektedir. Bu sorun kapitalizm ile o kadar iç içe geçmiştir ki, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 1964 tarihli bir sözleşmesinde, “oturma hakkı” tanımlanmıştır. Çeşitli ülkelerde bu doğrultuda emekçiler lehine düzenlemeler de yapılmıştır. Kısacası, kapitalizm sürdüğü müddetçe, emekçilerin güvencesiz çalışma koşulları devam edecektir, sendikalı olsalar bile! İşte Bağımsızlık Yolu’nun görevi bir yandan işyerinde emekçilerin yaygın ve güçlü bir sendikal örgütlenme gerçekleştirmesini sağlamak ise, bir yandan da bu örgütlenmelerin siyasal ve toplumsal alanda bir bütün olarak devrimci bir güce dönüşmesini sağlayarak kapitalizmin üstesinden gelmeyi başarmaktır. Mücadelemizi, programımızı ve hedeflerimizi tüm bunların bilinciyle hayata geçirmekteyiz.

Kiler Süpermarket şubelerinin önündeki protestoyu ve bildiri dağıtımını, yukarıda anlatılanlar çerçevesinde gerçekleştirdik. Amacımız ne yüce gönüllü bir tavırla tek tek her işyerindeki haksızlığı ve emekçi karşıtı uygulamaları protesto etmektir (ki bu zaten imkânsızdır), ne de emekçilerin sorunlarının bu tür protestolar aracılığıyla giderilebileceğine dönük naif bir yanılsama yaratmaktır. Emekçiler, ancak kendi işyerlerinde örgütlendikleri ve özne oldukları oranda işyerlerindeki sorunlara karşı gerçek bir ses çıkarabileceklerdir. Bağımsızlık Yolu hem Kiler protestosunu, hem de çeşitli emek merkezli kampanyalarını, işte bu örgütlenme mücadelesine ve emekçilerin kendi işyerlerinde bir özneye dönüşebilmesi sürecine katkı koyma mantığı ile hayata geçirmektedir. Bu örgütlenme mücadelesi ve özneleşme süreci de, ancak kapitalizm karşıtı siyasal bir mücadeleye dönüştüğü oranda mutlak bir başarıya ulaşmaktadır. İşte Bağımsızlık Yolu’nun bir bütün olarak mücadelesi de, böylesi bir siyasal mücadeleyi inşa etmek yönündedir.

Kısacası, Bağımsızlık Yolu kendini nerede emekçilerle ilgili bir sorun varsa orada anında buluneveren doğaüstü güçlere sahip bir süper kahraman olarak görmez. Aksine, emekçilerin hakkına sahip çıkacak gücün yine emekçilerin kendi öz örgütlenmesinden geçtiğini bilir, ve adımlarını ve protestolarını bu daha büyük amaca hizmet edecek doğrultuda planlar. Bağımsızlık Yolu, emekçilerin sorunlarını dile getirdi diye o sorunların çözülmeyeceğini, çünkü bu sorunların sistemsel sorunlar olduğunu da bilir, ve adımlarını ve protestolarını da, sorunların sistemsel doğasına işaret etmek için planlar.

Bağımsızlık Yolu (a)

Celal Özkızan

Omorfo Bölge Sorumlusu