8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisinin, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamasının ardından fabrikada çıkan yangında işçilerin kaçamaması sonucunda, 120 kadın can vermişti. ABD’de kadın işçilerin bu katledilişi nedeniyle, Kopenhag’da 1910 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda 8 Mart, “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak belirlenmiş ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da, 16 Aralık 1977 tarihinde, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü ” olarak anılmasını kabul etmiştir.
Uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzeyde takip edilen politikalara rağmen “Kadın hakları ve kadının toplumdaki yeri” hala dünyamızda istenilen noktaya gelememiştir. Üzülerek belirtelim ki dünyamızda çok yönlü insan hakları ihlallerinin en yoğun bir şekilde muhatapları arasında kadınlar başı çekmektedir. Dünyada her üç kadından biri şiddete maruz kalmaktadır. Kadınlar şiddete ve ayrımcılığa uğramakta; siyasette, karar mekanizmalarında, ekonomide, eğitimde erkeğe göre ikincil konumda kalmaya devam etmekte; medyada ve reklam dünyasında cinsel bir obje olarak kullanılıp istismar edilmekte; kültürel, siyasal, ideolojik veya dinsel nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramakta ve dışlanmaktadır. Kadınların şiddet, cinsel taciz ve cinsel istismarın hedefi olmaktan kurtarılması gerekmektedir.
Eşitsiz toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı kadınlar ev yaşamında yükün çoğunu sırtlanmak zorunda kalırken ev içi emekleri görmezden gelinmektedir. İş hayatında da güvencesiz ve sendikasız çalıştırılarak emekleri sömürülmekte, doğum izni veya emzirme izinlerini gerektiği gibi kullanamamakta, hayatlarını ve geleceklerini garantiye alamamaktadırlar. Savaşlar, doğanın talan edimesi ve dinsel baskılar ise kadınların yaşamını daha da güçleştirmektedir.
Bu bağlamda toplumsal cinsiyet eşitliği sorunu ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel bir konudur. Yasalarda ve hükümet politikalarında bir takım iyileştirmeler yapılalarak kadın güvence altına alınmalı ve ayrımcılıktan arındırılmalıdır.
Ayrıca her geçen gün ülkemizde kadına yönelik şiddet olaylarının artması ve dahası kadına yönelik şiddet olaylarının kadın cinayetlerine dönüşmüş olması, her kesimden kadına ulaşabilecek, her şehirde en az bir Kadın Sığınma Evi’nin ivedi olarak gerekliliğini ortaya koymaktadır.
8 Mart Organizasyonu olarak talebimiz, Dünya Emekçi Kadılar Gününde kadın haklarının kazanıldığı, kadın haklarının savunulmasının yanında kadının sosyal – kültürel kişiliğinin bastırılmaması, önemsenmesi ve sosyal yaşam içinde kadın adına doğan eşitsizliklerin giderilmesidir.
Tüm emekçi kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.
8 Mart Organizasyon Komitesi