İşsizlik Sigortasının Azaltılması Kabul Edilemez

Değerli Basın Emekçileri,
Emekçi Halkımız,

Covid 19 pandemisi nedeniyle, halk sağlığı için alınması gereken önlemler hayata geçirilirken, sürecin sosyal ve ekonomik bütün yükü özel sektör emekçileri ve küçük esnafın sırtına bindirilmiştir. Pandemi süresince elzem sektörlerde bulunan birçok özel sektör emekçisi, kendileri ve sevdiklerinin yaşamlarını riske atarak çalışmalarına rağmen, bu süreçte maaş kesintileri ile yüzleştiler. Daha ilk haftalardan, yüzlerce işçinin işini kaybettiği süreç; sokağa çıkma yasağının sona ermesi ile birlikte çalışma yaşamını tam bir cehenneme dönüşmesi ile ilerliyor. İşini kaybeden özel sektör emekçileri ve iflas etmekle karşı karşıya kalan küçük esnaf; ne yazık ki esas işlevi böylesi dönemlerde emekçilerin korunmak olan Çalışma ve Soyal Güvenlik Bakanlığı’nı yanında değil, karşısında bulmuştur.

Yıllarca teşvikler, hibeler, katkılar ve aflarla beslenip semirtilen ultra zenginlerin saçının teline bile zarar gelmezken; bu sürecin ekonomik yükünün emekçi insanlarımız, küçük esnafa yıkılması kabul edilemez. Servet vergisi uygulayarak, en zengin kesimin elini taşın altına koymasını sağlamak yerine; böylesi bir dönemde kaynak olmadığı bahanesine sarılarak, özel sektörde çalışan insanlarımızı kaderleri ile baş başa bırakan hükümet; bu yetmezmiş gibi emekçilerin kendi birikimleri ile oluşmuş sosyal güvencelerine karşı da saldırıya geçmiştir.

Bir işçinin işsizlik karşısında temel güvencesi, çalıştığı süreler içerisinde yatırımları ile oluşturduğu işsizlk sigortasıdır. İşsizlik sigortası, bir emekçi için yeniden iş bulana kadar yetersiz de olsa bir gelir sahibi olmanın yoludur. On yıllarca birikimleri ile bu sigortayı oluşturmuş olan emekçilerin, en çok ihtiyaç duydukları zamanda bu sigortayı anlamsız kılacak adımlar atan UBP-HP hükümeti, özel sektör emekçilerine en büyük ihaneti yapmıştır. Pandemi gündeme gelmeden önce prim günlerine göre; 120, 150 ve 180 gün boyunca ödenmesi öngörülen işsizlik sigortasını 120 gün ile sabitlemek; asgari ücret üzerinden yatırımı yapılan emekçilerin 2000 TL’nin üzerinde olan işsizlik maaşını 1500 TL’ye düşürmek, işsiz insanların cebine el atmaktan başka bir şey değildir ve kabul edilemez.

Binlerce özel sektör emekçisi, tam ihtiyaç duydukları zamanda, işsiz kaldıkları dönemde, kendi yatırımları ile oluşmuş kendi paralarına hükümetin el koyduğunu gördüler. Hükümetin bu yaptığı asla kabul edilemeyecek, hiçbir ahlak anlayışı ve adalet ilkesi ile izah edilemeyecek, ahlaksızca bir tutumdur. Üstelik hükümet, bunu yaparken fonda yeterli paranın olmamasını, yani gelmiş geçmiş ve mevcut tüm hükümetlerin ortak beceriksizliğini mazeret göstermektedir.

Sigortaya kayıt yapmayan patronlara tarihinde tek bir ceza yazmamış, tek bir yazılı resmi uyarı vermemiş olanlar fonda para olmamasının sorumlusudurlar. Kayıt yapmış ancak prim ödemelerini yapmamış patronlara yaptırım uygulamayanlar, fonda para olmamasının sorumlusudurlar. Prrim ödemelrini gerçek maaşlar üzerinden tahsil etmek için hiçbir girişimde bulunmamış olanlar, fonda para olmamasının sorumlusudurlar. Yıllar içinde patronların biriken borçlarını her iki yılda bir çıkardıkları aflarla silenler, fonda para olmamasının sorumlusudurlar. İşçilerin alın teri ile, emek güçleri ile, canları pahasına oluşturdukları birikimleri har vurup harman savuranlar, fonda para olmamasının sorumlusudurlar.

Hükmetin kendi beceriksizliğini mazeret olarak kabul etmiyoruz. Özel sektör emekçilerinin ve küçük esnafın kendi birikimlerine bu şekilde el konmasını; işsizlik parasının ve işsizlik ödeme süresinin azaltılmasını reddediyoruz. Sorumlusu olmadığımız bir sorunun, faturasını ödemeyeceğiz, bize ödetilmesine de izin vermeyeceğiz. Buna karşı hukuk dahil her türlü aracı kullanarak mücadele edeceğiz.

Ultra zenginlere servet vergisi uygulamamakta ve emekçilerin en temel sosyal güvenlik haklarını gasp etmekte ısrar eden gelmiş geçmiş hükümetler karşısında; alın teri ile geçinen tüm insanlarımızı, emeğin haklarını savunan Bağımsızlık Yolu’na üye olmaya ve bu mücadeleyi birlikte büyütmeye davet ederiz. Gelin bir olalım, iri olalım, diri olalım. Gelin mutfaklarımızda başlattıkları yangını, sorumluların evlerine taşıyalım…

Servet Vergisi İstiyoruz!
İşsizlik Sigortasının Azaltılmasını Reddediyoruz!

Bağımsızlık Yolu